Belçika TV Endüstrisinde Kadın Liderliği Yükselişte: İlerleme Ne Kadar Kalıcı?

Haber Merkezi

10 October 2025, 12:14 tarihinde yayınlandı

Flanders TV'de Devrim: Kadın Profesyonellerin Oranı %22'den %41'e Sıçradı

Son yıllarda Flanders (Belçika) televizyon yapımları, sadece yerel değil, uluslararası alanda da dikkat çeken projelere imza atıyor. Bu başarının ardındaki en belirgin ortak nokta ise: Kadın yönetmenlerin ve kreatif profesyonellerin sayısındaki çarpıcı artış. Özellikle genç kuşakların sektöre girişiyle birlikte, daha önce erkek egemenliği altındaki bu alanda dengeler değişmeye başladı.

Flanders Görsel-İşitsel Fonu (VAF) tarafından desteklenen projelere bakıldığında, kadın profesyonellerin sayısındaki artışın hızı somut verilerle ortaya çıkıyor. Bu oran, geçtiğimiz yıllarda %22 seviyelerindeyken, son verilerle birlikte %41 gibi etkileyici bir seviyeye ulaştı. Bu sıçrama, "Roomies" (Flo Van Deuren ve Kato De Boeck) gibi yerel ve küresel başarı yakalayan dizilerle de destekleniyor.

Bu yerel yaratıcılığa ve yerel yeteneklere yapılan yatırım stratejisi, Avrupa genelinde yükselen bir trendi işaret ediyor. Örneğin, dev yayın platformu Netflix, İtalya'daki onuncu yılını kutlarken, Eleonora Andreatta liderliğinde yerel hikayelerle küresel pazarda büyük başarı yakaladı. Eski devlet yayıncısı RAI’deki görevinden ayrılarak Netflix'e katılan Andreatta, platformun İtalya'da yaklaşık 50 orijinal yapım üretmesine öncülük etti ve bu yapımlar düzenli olarak Küresel Top 10 listesine girdi. Bu başarı, güçlü kadın liderliğinin sadece Flanders'ta değil, Avrupa'nın diğer büyük pazarlarında da yerel içeriğin kalitesini nasıl yükselttiğinin önemli bir göstergesidir. Avrupa'daki bu trend, film festivallerinde de yankı buluyor; örneğin, Tallinn Black Nights Film Festivali (PÖFF) ana yarışması programında Katalan kadın yönetmenlerin öne çıkışına özellikle dikkat çekildi ve jüri başkanlığını Makedon yönetmen Teona Strugar Mitevska üstlendi. Festival seçkisi de savaşlar, iklim krizi ve özellikle kadın hakları gibi güncel küresel sorunlara odaklanmıştır. Zira artan küresel prodüksiyon maliyetleri karşısında Avrupa, vergi indirimleri, yumuşak finansman mekanizmaları ve yetenek havuzunun zenginliği sayesinde Hollywood prodüksiyonları için de cazip bir merkez haline gelmiştir. Roma'daki önde gelen film ve TV sektörü buluşması MIA Market'te, Amerikalı yapımcıların dahi, Avrupa'da sunulan bu rekabetçi avantajlar nedeniyle prodüksiyonlarını kıtaya kaydırdığı belirtilmiştir. Hatta sektör uzmanları, maliyet bilincine sahip yapımcılar için Avrupa'dan daha iyi bir yer olmadığını vurgulamıştır. Netflix İtalya'nın 10 yıllık yerel içerik stratejisi hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya göz atabilirsiniz. Avrupa film endüstrisinin finansal cazibesi ve küresel tarife tehditlerine karşı duruşu hakkında detaylı bilgiye ise Trump'ın tarife tehditlerine rağmen Avrupa film endüstrisinin MIA Market'teki güçlü duruşu başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Yeni Neslin Gücü ve Rol Modellerin Etkisi

Sektördeki bu değişimin temel nedenlerinden biri, yeni nesil sinemacıların artık kendilerine rol model olarak görebileceği kadın kreatiflerle büyümesi. “The Class of 2000” dizisinin yönetmeni Heleen Declercq, Variety’ye yaptığı açıklamada, son üç yılda hem sektörde hem de üniversitelerdeki kurgu sinema bölümlerinde kadın mezun sayısının arttığını belirtiyor.

“Üç yıl kadar önce daha fazla kadın yönetmen görmeye başladık. Artık kurgu sinema alanında eskisinden daha fazla kadın mezun var. Bu, bir nesil değişimi işaret ediyor.”

VRT’nin çocuk kanalı Ketnet için kısa filmi “Luce and the Rock”ı animasyon serisine uyarlayan Britt Raes de benzer bir tablo çiziyor ve animasyon eğitimi alan kadın öğrenci sayısındaki belirgin artışa dikkat çekiyor. Raes, genç yetenek Emma De Swaef’in Netflix yapımı “The House” dizisinin ortak yönetmenliğini üstlenmesini, Flanders’tan çıkan genç birinin küresel çapta başarıya ulaşabileceğinin kanıtı olarak görüyor.

Sadece Yönetmenlik Değil, Her Kademede Liderlik

Flanders yaratıcılığının ne kadar zenginleştiğini gösteren en çarpıcı örneklerden biri de Streamz için hazırlanan komedi dizisi “BOHO.” Anvers’te yaşam mücadelesi veren otuzlu yaşlardaki üç kadını konu alan bu yapımda, yönetmen Olympia Allaert’in liderliğinde tüm departman başkanlıkları kadınlardan oluştu. Allaert, özellikle karakterlerin duygusal dünyasını ve deneyimlerini anlamak açısından bunun son derece önemli olduğunu vurguluyor.

Değer Katma Perspektifi: Görünmez Eleştiri

Yapımcı Helen Perquy’nin belirttiği gibi, bir yapımda tüm departman başkanlarının erkek olması genellikle sorgulanmazken, kadınların liderliği hemen dikkat çekiyor. "BOHO" gibi örnekler, kadınların sadece hikayeleri anlatmakla kalmayıp, prodüksiyonun her aşamasında teknik ve yaratıcı liderliği de üstlenebileceğini kanıtlıyor. Bu, sektördeki eski klişeleri kırmaya yönelik atılmış büyük bir adımdır.

İlerleme Var Ama Engeller Sürüyor: “Beyaz Erkek Geri Döndü” İddiası

Ancak sektördeki tüm bu pozitif gelişmelere rağmen, bazı kıdemli isimler son beş yılda bir gerileme yaşandığını hissediyor. Jonnydepony şirketinin yapımcısı Helen Perquy, karar vericilerin daha muhafazakar bir tutum sergilediğini ve 'güvenlik' arayışıyla hareket ettiklerini belirtiyor. Perquy, bu muhafazakâr yaklaşımın maalesef kadınların hala ‘güvenli seçenek’ olarak görülmemesine yol açtığını düşünüyor. Perquy’nin bu çarpıcı tespiti, sektördeki cinsiyet eşitsizliğinin ne kadar köklü olduğunu gösteriyor: “Beyaz erkek geri döndü,” diyor.

Britt Raes ve Heleen Declercq de bu görüşü paylaşıyor. Sektöre girmek için eğitim alan kadın sayısı artsa da, içeride hala eski sorunlarla karşılaşıldığını belirtiyorlar. Raes, durumu şöyle özetliyor: “Bana kapılar kapalı değil, ancak bir erkeğin sadece içeri yürüdüğü yerde, benim kapıyı çalmam gerekiyor. Ben çalmaya razıyım, ama herkesin kapıyı defalarca çalacak enerjisi veya koşulları olmayabilir.”

VAF’tan Şeffaflık Çağrısı

VAF’ın yeni CEO’su Karla Puttemans, cinsiyet eşitliğinin kurum için kesinlikle önemli olduğunu teyit ediyor. Ancak Puttemans, son dönemdeki tüm ilerlemelere rağmen eşitliğe tam olarak ulaşılamadığına ve bu dengenin hala istikrarsız ve belirsiz olduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle VAF, sektörün bu önemli konuda teşvik edilmesi ve uyanık kalınması gerektiğini vurguluyor.

Flanders televizyon endüstrisi, genç ve yetenekli kadınların öncülüğünde dönüşüyor olsa da, sektördeki karar mekanizmalarının direnci, bu pozitif değişimin kalıcılığı önündeki en büyük engel olarak duruyor. İlerlemeyi sürdürmek, sadece yeni yetenekleri eğitmekle değil, aynı zamanda mevcut yapımcı ve karar vericilerin zihniyetini değiştirmekle mümkün olacaktır.

Kaynak: Flanders TV Endüstrisindeki Kadın Profesyonellerin Artışı Üzerine Variety Haberi

Variety – Flanders TV'de Kadın Profesyonellerin Yükselişi