Finlandiya sinemasının uluslararası alanda tanınan yapım şirketi Making Movies, portfolyosuna iki iddialı yapım daha eklemeye hazırlanıyor. Şirket, Altın Küre adayı yönetmen Klaus Härö ve Sundance Film Festivali'nde adından söz ettiren Tonislav Hristov ile güçlerini birleştirerek, günümüzün en hassas konularından bazılarını beyaz perdeye taşımayı hedefliyor. Bu projeler, sadece birer film olmanın ötesinde, toplumsal sorunlara ayna tutan birer sanat eseri olma potansiyeli taşıyor.
Bir Bebek, Bir Grev ve Çöken Sağlık Sistemi: Blue Baby
Making Movies'in ilk büyük projesi, Finlandiya'nın en saygın yönetmenlerinden Klaus Härö'nün yöneteceği "Blue Baby". Film, modern Helsinki'de geçen ve bir haftalık gerilim dolu bir süreci anlatan, karakter odaklı bir drama olarak öne çıkıyor. Hikayenin merkezinde iki kadın var: bir çocuk hastanesinin yoğun bakım ünitesinde uzman hemşire olan Inka (Laura Birn) ve ciddi bir kalp rahatsızlığıyla doğan bir bebeğin annesi Leni (Oona Airola). Bu iki kadının kaderi, sağlık sektöründeki krizin ortasında patlak veren bir hemşire greviyle kesişiyor.
Yönetmen Klaus Härö, filmin çıkış noktasını şöyle açıklıyor: "Bize bakan hemşirelerin genellikle uçurumun kenarına itilmesi beni derinden etkiliyor. Eğer biz onlara iyi bakmazsak, onlar bize nasıl iyi bakabilir?"
Bu film, sadece Finlandiya'nın değil, pandemi sonrası tüm dünyanın boğuştuğu sağlık sistemlerinin kırılganlığını ve sağlık çalışanlarının omuzlarındaki ağır yükü evrensel bir dille anlatma iddiasında. Tik tak işleyen bir saat gibi, bebeğin hayatı tehlikedeyken gelişen olaylar, izleyiciyi hem duygusal hem de etik bir sorgulamanın içine çekecek gibi görünüyor.
Blue Baby Proje Künyesi
- Yönetmen: Klaus Härö
- Oyuncular: Laura Birn, Oona Airola, Jussi Vatanen
- Bütçe: 2.9 Milyon € (Yaklaşık 3.3 Milyon $)
- Konu: Bir hemşire grevi sırasında, kalp hastası bir bebeğin hayatını kurtarmak için mücadele eden bir anne ve bir hemşirenin hikayesi.
- Çekim Başlangıcı: Eylül 2024
Görünmez İnsanların Peşinde: Belgesel ve Kurgunun Buluştuğu "Quiet Lake"
Making Movies'in bir diğer dikkat çekici projesi ise Bulgaristan doğumlu yönetmen Tonislav Hristov'un imzasını taşıyacak "Quiet Lake". Hristov, önceki işlerinde olduğu gibi yine belgesel ve kurguyu iç içe geçiren hibrit bir anlatım tarzı benimsiyor. Film, Finlandiya'nın Laponya bölgesindeki ücra bir tatil beldesinde geçiyor. Ana karakter Virpi, soygunla suçlandığı kayıp bir Japon turisti bularak hem adını temize çıkarmak hem de geçmişiyle yüzleşmek zorunda olan orta yaşlı bir tekne sürücüsü.
Bu projenin en ilginç yanı, yönetmenin benimseyeceği çekim tekniği. Hristov, biri geleneksel kurgu sahneleri için, diğeri ise belgesel ekibi gibi anlık gelişmelere odaklanacak daha esnek ve küçük bir ekiple olmak üzere iki ayrı çekim ekibi kullanmayı planlıyor. Bu yaklaşım, senaryoya bağlı sahnelerle gerçek ortamları, gerçek insanları ve plansız etkileşimleri harmanlayarak izleyiciye daha dokunaklı ve gerçekçi bir deneyim sunmayı amaçlıyor.
Yönetmen Hristov, bu projeye neden çekildiğini şu sözlerle ifade ediyor: "Her zaman bu tür karakterlerle, dünyanın unuttuğu, kendilerini görünmez hisseden insanlarla ilgilendim. Hikaye, küçük ama anlamlı, çok insani bir şeyi anlatma potansiyeline sahipti."
"Quiet Lake", sadece bir gizem hikayesi değil, aynı zamanda modern toplumun kenara ittiği, "görünmez" kıldığı bireylerin aidiyet arayışını ve var olma mücadelesini anlatıyor. Bu durum, filmin artistik değerini artırırken, ticari başarısının ise bu niş konunun küresel izleyicide ne kadar karşılık bulacağına bağlı olacağı yorumlarını beraberinde getiriyor.
Quiet Lake Proje Künyesi
- Yönetmen: Tonislav Hristov
- Tarz: Hibrit (Belgesel ve Kurgu Melezi)
- Bütçe: 2.1 Milyon € (Yaklaşık 2.4 Milyon $)
- Konu: Laponya'da yaşayan bir tekne sürücüsünün, adını temize çıkarmak için kayıp bir turisti ararken geçmişiyle yüzleşmesi.
- Planlanan Çekim Başlangıcı: 2026
Sonuç: Sanatsal Risk Alan Bir Yapım Şirketi
Making Movies'in bu iki yeni projesi, şirketin gişe rekorları kıran formül filmler yerine, yönetmen odaklı, derinliği olan ve toplumsal yankı uyandırma potansiyeli taşıyan hikayelere yatırım yapma stratejisini pekiştiriyor. Hem "Blue Baby"nin evrensel sağlık krizi teması hem de "Quiet Lake"in dışlanmış bireylere odaklanan özgün anlatımı, Finlandiya sinemasının önümüzdeki yıllarda uluslararası festivallerde adından sıkça söz ettireceğinin sinyallerini veriyor.
Bu haberde yer alan bilgiler, sinema endüstrisinin saygın yayınlarından Variety'de yer alan özel bir habere dayanmaktadır. Haberin orijinal kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.