Finlandiya'nın canlı film endüstrisi, hükümetin 1 Ocak 2026'dan itibaren uygulamaya koymayı planladığı 7 milyon avroluk (yaklaşık 8.26 milyon dolar) bütçe kesintisi haberiyle büyük bir şaşkınlık ve öfke içinde. Bu ani hamle, ülkenin kültürel üretimini ve uluslararası rekabet gücünü derinden etkileme potansiyeli taşıyor. Sektör temsilcileri, bu kararın sadece sanatsal özgürlüğü değil, aynı zamanda ülkenin ekonomisini ve ulusal kimliğini de tehdit ettiğini belirtiyor.
Kesintinin Boyutları ve Beklenen Etkiler: Yapımlar Yarıya İnebilir
Finlandiya Film Vakfı (FFF) CEO'su Lasse Saarinen, Variety'ye yaptığı açıklamada, bu kesintinin doğrudan yapım desteklerine yönelmesi halinde, destekleyebilecekleri film sayısının yarıya ineceğini vurguladı. Saarinen, 'Bu, yalnızca birkaç belgesel ve kısa film ile 10'dan az uzun metrajlı film üretebileceğimiz anlamına geliyor' dedi. 2020'li yıllarda zaten 3 milyon avroluk bir kayıp yaşadıklarını belirten Saarinen, bu son kesintinin tamamen sürpriz olduğunu ve Maliye Bakanlığı'nın kültürel bütçeyi minimize etme arzusunun bu duruma yol açtığını ifade etti.
Hükümetin bu kesintiyi 'Eğitim ve Kültür Bakanlığı'nın bir işletme sübvansiyonu' olarak adlandırması, sektörde kararın gerçek amacını gizleme çabası olarak yorumlanıyor. Birçok kişi, politikacıların kararlarının kültürel sonuçlarını tam olarak kavrayamadığını düşünüyor.
'İdeolojik' Bir Hamle mi? Sektörün Yükselen Endişeleri
2023'ten bu yana, eski Başbakan Sanna Marin'in merkez sol hükümetinin yenilgisinin ardından Finlandiya siyasetinde sağa doğru bir kayış yaşanıyor. Bu durum, sektörde kesintilerin ardında 'ideolojik' motivasyonlar olabileceği endişesini tetikliyor. Ödüllü 'Tove' filminin yönetmeni Zaida Bergroth, 'Herkes alarmda. Bunun ekonomik olarak bile mantıklı olmadığını hükümete göstermek için elimizden geleni yapıyoruz. Umarım bu ideolojik bir kesinti değildir' dedi. Bu kararların kültürel alana yönelik ideolojik bir hamle olabileceği endişesi, Finlandiya'nın önde gelen kültürel kurumlarından Helsinki Uluslararası Film Festivali – Love & Anarchy'nin icra direktörü Pauliina Ståhlberg tarafından da paylaşılıyor. Ståhlberg, sağcı hükümetin son yıllarda kültür sektörüne yönelik artan bütçe kesintilerini 'Fight the Power' temasının bir yansıması olarak gördüğünü ve küresel çapta aşırı muhafazakarların yükselişiyle birlikte kültüre ayrılan paranın kesilmesinin korkutucu olduğunu belirtiyor.
Bu endişeler, İsrail'deki Ophir Ödülleri'nde yaşanan benzer bir krizle daha da pekişiyor. Batı Şeria'dan Filistinli bir çocuğun hikayesini anlatan ve Arapça çekilen “The Sea” filminin 'En İyi Film' ödülünü kazanmasının ardından, İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar, filmin "vatanı savunmak için hayatlarını adamış birçok İsrail vatandaşı ve IDF askeri arasında büyük bir öfkeye yol açtığı" gerekçesiyle Ophir Ödülleri'ne sağlanan devlet finansmanını 2026'dan itibaren keseceğini duyurdu. Bu olay, sanatsal özgürlük ile siyasi hassasiyetler arasındaki gerilimi ve hükümetlerin kültürel finansman üzerindeki potansiyel ideolojik etkisini açıkça gözler önüne serdi. Detaylı bilgi için İsrail Ophir Ödülleri Krizi haberimizi okuyabilirsiniz.
Öne Çıkanlar:
- Genç Sinemacılar Risk Altında: Bergroth, üretilen film sayısının azalmasının gişe başarısı baskısını artıracağını ve genç sinemacıların risk almasını engelleyeceğini belirtiyor.
- 'Güvenli Bahisler' Çağı: Sektör, daha deneysel ve yaratıcı filmlerin yerini 'güvenli bahisler' olarak görülen, geçmişe dönük yapımların almasından endişe ediyor.
- Gişe Filmleri de Etkilenecek: Jussi Ödüllü senarist Pekko Pesonen, düşük bütçeli sanat filmlerinin yanı sıra büyük gişe filmlerinin de FFF desteği olmadan yapılamayacağını ifade etti.
Ekonomik ve Kültürel Çözülme Tehlikesi
Bu kesintilerin Finlandiya film endüstrisinde 'kitlesel işsizliğe' yol açması kaçınılmaz olarak görülüyor. Finlandiyalı sinemacılar, zaten Nordic komşularına kıyasla önemli ölçüde daha küçük bütçelerle çalışırken, bu kesintilerle uluslararası arenada rekabet etmeleri daha da zorlaşacak. SF Studios CEO'su Iréne Lindblad, 'Film finansmanını kesmek, Finlandiya'nın kültür ve film endüstrisi için ciddi bir darbe olacaktır. Film istihdam yaratır, ekonomiyi güçlendirir ve ülke çapında insanları bir araya getirir' diyerek kararın yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
FFF'nin Variety ile paylaştığı resmi görüşe göre, bu kararın 'ekonomik büyümeyi destekleme' gerekçesiyle haklı çıkarılamayacağı belirtiliyor. Vakıf, 'Vakıf aracılığıyla verilen her avro, en iyi ihtimalle devlete iki katı geri döner' diyerek, kültür sanat yatırımlarının aslında ekonomik birer yatırım olduğunu vurguluyor. Ülke içinde en popüler kültürel faaliyetlerden biri olan yerel içeriğin ve Fin filmlerinin Avrupa'daki en yüksek yerel izleyici payına sahip olmasının bu kesintilerle yok edilmesinin anlaşılmaz olduğu ifade ediliyor.
Finlandiya'nın yaşadığı bu zorluklar, sinema sektörünün küresel çapta karşılaştığı daha geniş sorunların da bir yansıması. Ünlü yönetmen Park Chan-wook da 30. Busan Uluslararası Film Festivali'nde yaptığı açıklamalarda, Kore sinemasının "büyük zorluklar içinden geçtiğini" ve özellikle sinema salonlarının ayakta kalma mücadelesinin, film yapımcılığının kendisinden bile daha büyük meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Park, yeni filmi 'Tek Seçenek Yok' aracılığıyla sektörün içinde bulunduğu varoluşsal krizi alegorik bir dille ifade ederken, yapay zekanın (YZ) sektöre yönelik 'öngörülemez' gelişim hızının da ciddi bir korku kaynağı olduğunu vurguladı. İzleyicileri 'büyük ekran' deneyimine geri dönmeye çağıran yönetmenin uyarıları, finansman kesintileri ve ideolojik müdahalelerle mücadele eden Finlandiya gibi ülkeler için de yankı buluyor. Yönetmen Park Chan-wook'un yapay zeka, Kore sinemasının geleceği ve Busan Film Festivali'ndeki uyarıları hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Sektörden Direniş ve Gelecek İçin Çağrılar
Yönetmen Teemu Nikki'nin 'Finlandiya'da finansman durumu berbat' yorumu ve yapımcı Jani Pösö'nün durumu 'iki kat berbat' olarak tanımlaması, sektördeki karamsarlığı özetliyor. Helsinki Uluslararası Film Festivali Direktörü Pauliina Ståhlberg de bu kesintilerin ülkedeki film ve televizyon yapımını yarı yarıya azaltabileceği konusunda uyarıyor. 'Tolkien' filmiyle tanınan Dome Karukoski, bu hamleyi 'kabinelerin aptalca bir hareketi' olarak nitelendirerek, 'Sadece bir moron, devlete gelir getiren bir endüstrinin finansmanını keser' dedi. Karukoski, genç nesil sinemacıların Danimarka ve İrlanda gibi film dostu ülkelere sığınmalarını bile önerdi.
Finlandiya Film Vakfı ve sektör temsilcileri, kararın açıklandığı Eylül ayından bu yana aktif bir kampanya yürütüyor. Lasse Saarinen, parlamentonun gelecek yılın bütçesi hakkında karar vereceği Aralık ayına kadar mücadele edeceklerini ve politikacıların kültürel sektörün temel devlet finansmanının üçte birini kaybedeceğini anladıklarında kararı değiştirecekleri konusunda umutlu olduğunu belirtti. Ancak en kötü senaryoda sinemaların kapanması, işsizlik ve birçok yapım şirketinin iflas etmesi gibi sonuçların kaçınılmaz olacağı konusunda da ihtiyatlı davrandı.
Kıdemli yönetmen Aki Kaurismäki'nin Helsingin Sanomat'ta yayınlanan açıklamasında sorduğu soru, durumu özetler nitelikte: 'Bağımsız bir Fin devletini entelektüel faaliyeti, sosyal güvenliği veya kültürü yoksa ne yapacağız?' Bu kesintilerin, Finlandiya'nın kendi hikayelerini anlatma yeteneğini ve uluslararası kültürel sahnedeki yerini ciddi şekilde zedeleyebileceği endişesi, tüm sektörde yankılanıyor.
Kaynak: Finlandiya Film Endüstrisi, Hükümet Kesintilerine Karşı Sesini Yükseltiyor - Variety