Hollywood'un sevilen ancak henüz Oscar'a ulaşamamış isimlerinden Ethan Hawke, son filmi 'Blue Moon' ile nihayet Akademi Ödülleri'ne veda etmeye hazırlanıyor olabilir mi? Dört Oscar adaylığı bulunan Hawke'ın Lorenz Hart portresi, ödül sezonunun en çok konuşulan performanslarından biri haline geldi ve usta oyuncuya kariyerinin ilk heykelciğini kazandırma potansiyeli taşıyor.
Telluride ve Oscar İşaretleri: "Silver Medallion"ın Anlamı
Richard Linklater yönetmenliğindeki 'Blue Moon' filmi, Şubat ayında Berlin Film Festivali'nde prömiyerini yaptı ve Hawke'ın rol arkadaşı Andrew Scott'a En İyi Yardımcı Oyuncu dalında Gümüş Ayı kazandırdı. Ancak asıl heyecan, filmin Telluride Film Festivali'nde gösterilmesiyle başladı. Burada Ethan Hawke, festivalin prestijli 'Silver Medallion' ödülüne layık görüldü.
Silver Medallion, geçmişte birçok Oscar adayının ve kazananının ilk durağı olmuştur. Bu ödül, performansın Akademi üyeleri nezdinde güçlü bir karşılık bulacağının önemli bir sinyali olarak kabul edilir.
Geçmişte bu ödülü alan ve ardından Oscar'a uzanan veya aday gösterilen isimler arasında Cate Blanchett ('Tár', 2022) ve Adam Driver ('Marriage Story', 2019) gibi önemli aktörler bulunuyor. Hatta Anthony Hopkins ('The Father', 2020), Renée Zellweger ('Judy', 2019) ve Casey Affleck ('Manchester by the Sea', 2016) gibi isimler de bu ödülün ardından En İyi Oyuncu Oscar'larını kucakladılar. Bu durum, Hawke için umut verici bir emsal teşkil ediyor.
"Blue Moon" ve Lorenz Hart: Depresyon ile Dehanın Çarpışması
Sony Pictures Classics tarafından vizyona sokulacak olan "Blue Moon," 1943 yılının başlarında, Rodgers ve Hammerstein'ın ikonik müzikali "Oklahoma!"nın ilk gösterim gecesinde geçiyor. Film, efsanevi Broadway şarkı yazarı ikilisi Rodgers ve Hart'ın yarısı olan lirik yazarı Lorenz Hart'ın derin bir depresyon ve alkolizmle boğuştuğu günleri ele alıyor. Hart, eski partnerinin yeni başarısını kutlamak yerine, Manhattan'daki Sardi's restoranına çekilerek kederini unutmaya çalışıyor ve çalkantılı geçmişini gözden geçiriyor.
Dehanın Gölgesindeki Adam: Lorenz Hart Kimdi?
Lorenz Hart, Amerikan şarkı kitabı için 'Blue Moon', 'The Lady Is a Tramp' ve 'My Funny Valentine' gibi zamansız klasikleri kaleme almış, ancak özel hayatında derin kırılganlıklar yaşamış, çelişkili bir deha figürüydü. Bu ikilik, Oscar seçmenlerinin geleneksel olarak kucakladığı türden karmaşık ve dönüştürücü bir rol sunuyor. Hawke, Hart'ın zekasını ve kırılganlığını olağanüstü bir hassasiyetle canlandırıyor. Performansı, deha ile umutsuzluğun çarpışmasını hem mizah hem de yürek burkan bir otantiklikle yakalıyor.
Hawke'ın Uzun Soluklu Kariyeri ve Akademi ile İlişkisi
Onlarca yıllık eleştirel beğeniye rağmen, Hawke Hollywood'un en büyük oyunculuk ödülünü hiç kazanamadı. Önceki adaylıkları arasında 'Training Day' (2001) ve 'Boyhood' (2014) ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, ayrıca Richard Linklater ve Julie Delpy ile 'Before Sunset' (2004) ve 'Before Midnight' (2013) filmleri için paylaştığı senaryo adaylıkları bulunuyor.
Yönetmen Richard Linklater ile olan kalıcı ortaklığı – "Blue Moon" onların dokuzuncu işbirliği – sürekli olarak kariyerini tanımlayan işler ortaya koydu. Bu uzun süreli ve başarılı birliktelik, Akademi nezdinde de takdir gören ve uzun süredir ödül bekleyen bir ismin hikayesini güçlendiren önemli bir faktör olabilir.
Ancak sinema dünyasında böylesine uzun soluklu ve verimli işbirlikleri olsa da, projelerin hayata geçirilmesindeki finansal zorluklar da sektörün değişmez bir gerçeği. Kore sinemasının usta yönetmenlerinden Park Chan-wook'un son filmi 'No Other Choice' için 20 yıl beklemesi ve bu durumu tek kelimeyle 'Para' olarak açıklaması, vizyon sahibi sanatçıların bile bütçe engelleriyle nasıl mücadele ettiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu durum, filmlerin sadece sanatsal değeriyle değil, aynı zamanda ticari potansiyeli ve finansman bulma kabiliyetiyle de değerlendirildiği gerçeğini bir kez daha vurguluyor.
Oscar Yarışında Neden "Blue Moon" Öne Çıkıyor?
Akademi'nin, gerçek hayattaki müzisyenleri ve performans sanatçılarını canlandıran oyuncuları ödüllendirme konusunda kanıtlanmış bir geçmişi var. Jamie Foxx'un 'Ray' (2004) filmindeki Ray Charles portresinden, Marion Cotillard'ın 'La Vie En Rose' (2007) filmindeki Édith Piaf canlandırmasına kadar birçok örnek mevcut. Bu tür roller, genellikle oyuncuların fiziksel ve duygusal dönüşüm yeteneklerini sergilemelerine olanak tanıdığı için Oscar seçmenlerinin ilgisini çeker.
Ancak, lirik yazarları ve bestecileri konu alan hikayeler daha nadir görülüyor, bu da Hawke'ın canlandırmasını potansiyel olarak daha dikkat çekici kılabilir. Hart'ın Amerikan şarkı mirasına katkısı ve özel hayatındaki çalkantı, Oscar seçmenleri için ilgi çekici bir dramatik derinlik sunuyor.
Rekabet Yoğun: En İyi Erkek Oyuncu Kategorisinde Kimler Var?
Bu yılki En İyi Erkek Oyuncu yarışı oldukça çekişmeli geçeceğe benziyor ve Ethan Hawke'ın Oscar yolculuğu kolay olmayacak. Özellikle Venedik Film Festivali'nde sahne alan George Clooney ('Jay Kelly'), Oscar Isaac ('Frankenstein'), Dwayne Johnson ('The Smashing Machine') ve Jesse Plemons ('Bugonia') gibi potansiyel adaylar dikkat çekiyor. Venedik Film Festivali'nin bu yılki programında, Oscar sezonunun ilk önemli işaretlerini veren yapımlar arasında Kore sinemasının dehalarından Park Chan-wook'un uzun süredir beklenen 'No Other Choice' filmi de öne çıktı. Bu yılki festivalde ayrıca Oscar ödüllü yönetmen Charlie Kaufman'ın, derin psikolojik anlatımıyla dikkat çeken ve ölüm sonrası bir varoluş hikayesini işleyen yeni kısa filmi 'How to Shoot a Ghost' da yarışma dışı özel bir gösterimle dünya prömiyerini yaparak sinema dünyasının dikkatini çekmeyi başardı.
Venedik'te öne çıkan bu isimlerden, Noah Baumbach imzalı 'Jay Kelly' filminde George Clooney Hollywood'un iç yüzünü canlandırırken, Benny Safdie'nin yönettiği 'The Smashing Machine' ise Dwayne "The Rock" Johnson'ı bir UFC biyografisinde başrole taşıyor. Guillermo del Toro'nun 'Frankenstein'ı ile gotik bir klasik yeniden yorumlanırken, Yorgos Lanthimos'un 'Bugonia'sı Emma Stone ve Jesse Plemons'ı bir araya getirerek kaçırılma gerilimi türünde vizyoner ve nihilist bir zirve sunuyor. Bu filmler, Oscar seçmenleri nezdinde güçlü bir etki yaratma potansiyeli taşıyor.
Diğer güçlü adaylar arasında gişe rekortmeni 'Sinners'daki Michael B. Jordan, Cannes'da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan 'The Secret Agent'daki Wagner Moura ve henüz vizyona girmemiş 'One Battle After Another'daki Leonardo DiCaprio bulunuyor.
Bu türden heyecan verici yapımlar ve güçlü performansların yanı sıra, sektördeki gelişmeler ve tartışmalar da ödül sezonunun atmosferini şekillendiriyor. Örneğin, Venedik Film Festivali'nde filmi 'No Other Choice' ile yer alan usta yönetmen Park Chan-wook, Yazarlar Birliği (WGA) grevi sırasında kuralları ihlal ettiği iddiaları nedeniyle sendikadan ihraç edilmesiyle gündeme geldi. Park, iddiaları reddederek durumu "Hollywood'daki üyelerini sindirmek için bir korkutma taktiği" olarak nitelendirdi. Bu olay, sendikal haklar, uluslararası projelerde çalışma koşulları ve sektördeki güç dengeleri üzerine önemli bir tartışma başlatarak, sinema dünyasının sadece sanatsal değil, aynı zamanda etik ve politik boyutlarını da gözler önüne seriyor. Bu durum, yılın en iyi filmlerini ve performanslarını seçerken Akademi üyelerinin göz önünde bulundurabileceği daha geniş bir endüstri resmi sunuyor.
Bu yoğun rekabet ortamında, Hawke'ın öne çıkması için performansının gerçekten sarsıcı ve akılda kalıcı olması gerekiyor. Ancak uzun soluklu kariyeri ve Akademi üyeleri arasında kazandığı saygı, onu bu yarışta güçlü bir konuma getiriyor ve 'uzun zamandır hak eden' anlatısını güçlendiriyor.
Hawke'ın Çok Yönlülüğü ve Potansiyel "Ekip Etkisi"
Hawke, Telluride'da aynı zamanda country efsanesi Merle Haggard hakkındaki müzik belgeseli 'Highway 99: A Double Album'u da tanıttı. Henüz ABD dağıtımcısı bulunmamasına rağmen, bu proje Hawke'ın hem oyuncu hem de yapımcı olarak çok yönlülüğünü gözler önüne seriyor – bu, Akademi seçmenlerinin sıklıkla takdir ettiği bir nitelik ve onun sanatsal derinliğini vurguluyor.
"Blue Moon"daki performansıyla Hawke, hem teatral hem de samimi bir dönüş sergileyerek zanaatının zirvesinde bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor. Hart'ı pamuk ipliğine bağlı bir adam olarak canlandırırken izleyicileri her anı özümsemeye mecbur bırakıyor.
Ethan Hawke'ın Başarısı Andrew Scott'a da Yol Açabilir mi?
Bazı eleştirmenler, Akademi'nin Hawke'ın bu değerli çabalarını kucaklaması durumunda, 2023 yapımı 'All of Us Strangers' filmindeki performansıyla haksız yere göz ardı edildiği düşünülen rol arkadaşı Andrew Scott için de bir telafi olabileceğini öne sürüyor. Geçmişte, ana roldeki güçlü bir biyografik performansın, filmin geneli çok ilgi görmese bile (örneğin 'The Apprentice'daki Sebastian Stan ve Jeremy Strong ya da 'Invictus'daki Morgan Freeman ve Matt Damon) eş derecede etkileyici bir yardımcı oyuncuyu da ödül sezonunda yukarı çekebildiği örnekler mevcut. Bu, 'Blue Moon'un hem başrol hem de yardımcı rolde Akademi'nin dikkatini çekebileceği anlamına geliyor.
Sonuç: Yıldızlar Sonunda Hizalanıyor mu?
Bu yılki ödül yarışında henüz belirgin bir favorinin olmaması, sevilen bir aktörün insancıl portresi ve Richard Linklater gibi kutlanan bir yönetmenin birleşimi, seçmenler için karşı konulmaz olabilir. Yıllarca kıl payı kaçırılan ödüllerin ardından, Ethan Hawke için Oscar yıldızları nihayet hizalanıyor gibi görünüyor. Belki de bu, Hawke'ın uzun süredir beklenen zafer yılı olacaktır.
"Blue Moon" filminde Andrew Scott, Margaret Qualley ve Bobby Cannavale gibi isimler de yer alıyor ve filmin vizyon tarihi 17 Ekim olarak belirlendi.
Kaynak: Bu haber, Variety.com'da yayınlanan 'Ethan Hawke’s Telluride Tribute and Previous Oscar Misses Boost His Best Actor Bid for ‘Blue Moon’' başlıklı makaleden derlenmiştir.