Televizyon dünyasının en tanınan simalarından Dr. Phil McGraw ile Amerika'nın en büyük Hristiyan yayın ağı Trinity Broadcasting Network (TBN) arasında kurulan ve büyük umutlar vadeden medya ortaklığı, beklenmedik bir şekilde iflas ve karşılıklı suçlamalarla son buldu. TBN, Dr. Phil'i kendilerini dolandırmak için yıllarca süren bir plan yapmakla suçlarken, Dr. Phil tarafı ise TBN'in kontrol gücünü kötüye kullandığını iddia ediyor. Medya ve iş dünyasını sarsan bu dev davanın merkezinde ise 500 milyon dolarlık bir anlaşma ve tarafların birbirini hedef alan ağır ithamları yer alıyor.
Her şey, Dr. Phil ve TBN'in ortak girişimi olan Merit Street Media'nın 2 Temmuz 2025'te iflas koruma başvurusunda bulunmasıyla başladı. Merit Street, ana hissedarı TBN'i sözleşmeyi ihlal etmekle suçlayarak ilk adımı attı. Ancak TBN'in cevabı gecikmedi ve çok daha sert oldu.
TBN'den Karşı Dava: 'Bizi Dolandırmak İçin Tasarlanmış Bir Komplo'
TBN, Teksas'taki iflas mahkemesine sunduğu karşı dava dilekçesinde, Dr. Phil ve yapım şirketi Peteski Productions'ı, kendilerini dolandırmaya yönelik kasıtlı bir plan yürütmekle suçladı. TBN'e göre, Dr. Phil'in CBS ağından ayrılma nedeni olarak gösterdiği 'içerik sansürü' bahanesi, aslında daha büyük bir finansal oyunun parçasıydı. İddialara göre Dr. Phil, TBN yetkililerine, 'Sümüklü avukatların bana televizyonda ne söyleyip ne söyleyemeyeceğimi dikte etmesini istemiyorum' diyerek özgür bir platform arayışında olduğu izlenimini verdi.
Ancak TBN, asıl amacın kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan TBN'in finansal kaynaklarını kullanarak McGraw ve ortaklarını zenginleştirmek olduğunu öne sürüyor. Dava dilekçesinde, Dr. Phil'in bu planı kendi ağzıyla tanımladığı iddia edilen şok edici bir ifade de yer alıyor:
“McGraw'ın kendisinin 'gangster hamlesi' ve '11. saat pokeri' olarak nitelendirdiği bu yasa dışı niyet ve yanlış davranışları ortaya çıkaran gerçekler, mahkemenin önündedir.”
Anlaşmanın Perde Arkası ve Tutulmayan Sözler
Taraflar arasındaki anlaşma, kâğıt üzerinde oldukça iddialıydı. TBN, Merit Street Media'nın %70'ine, Dr. Phil'in şirketi Peteski ise %30'una sahip olacaktı. Bu ortaklık karşılığında Dr. Phil, on yıl boyunca yılda 50 milyon dolar, toplamda ise 500 milyon dolar kazanacaktı. Ancak bu ödemenin yapılması için kritik bir şart vardı: vaat edilen içeriğin üretilmesi.
Rakamlarla Çöken Ortaklık
- Anlaşma Değeri: 10 yıl için toplam 500 milyon dolar.
- Başlangıç Ödemesi: TBN'den Dr. Phil'in şirketine 20 milyon dolar.
- Hisse Dağılımı (Başlangıçta): %70 TBN, %30 Peteski.
- Vaat Edilen İçerik: Yılda 160 adet, 90 dakikalık yeni 'Dr. Phil' bölümü.
- Vaat Edilen Tasarruf: Prodüksiyon maliyetlerinde en az %40 düşüş.
TBN, Dr. Phil'in bu temel yükümlülüğü yerine getirmediğini iddia ediyor. Dava dosyasına göre, Haziran 2024'e gelindiğinde vaat edilen 160 adet 90 dakikalık bölümden tek bir tanesi bile üretilmemişti. Ayrıca, prodüksiyonu Kaliforniya'dan Teksas'a taşıyarak maliyetleri %40 düşürme sözü de tutulmadı.
Dr. Phil Tarafının Savunması ve Karşı İddialar
Elbette madalyonun bir de diğer yüzü var. Dr. Phil'in yapım şirketi Peteski, TBN'in iddialarını reddediyor. Onlara göre, 90 dakikalık içerik için yeterli çekim yapıldı, ancak TBN ile ortak alınan kararla programlar 60 dakikalık yayın formatına sığdırıldı ve kalan kısımlar internet üzerinden izlenmeye sunuldu. Dr. Phil tarafı, TBN'in Merit Street'in değerini düşürmek için 'kışkırtıcı ve zarar verici' saldırılarda bulunduğunu ve asıl sözleşme ihlalini çoğunluk hissedarı olarak gücünü kötüye kullanan TBN'in yaptığını savunuyor.
Şüphe Uyandıran Son Hamle: İflastan Bir Gün Önce Kurulan Yeni Şirket
TBN'in en çarpıcı iddialarından biri de iflas sürecinin zamanlamasıyla ilgili. Merit Street Media'nın iflas başvurusundan sadece bir gün önce, Dr. Phil ve Peteski'nin Delaware'de 'Envoy Media Co.' adında yeni bir şirket kurduğu ortaya çıktı. TBN, bu hamlenin, Merit Street'in içini boşaltıp varlıklarını ve çalışanlarını yeni şirkete aktarmak için yapılmış planlı bir operasyon olduğuna inanıyor. İflasın hemen ardından Merit Street çalışanlarının büyük kısmının işten çıkarılması ve TBN'in bu kişilerin Envoy için çalıştığına dair şüpheleri, bu iddiayı güçlendiriyor.
Medya Dünyası İçin Bir Uyarı Niteliğinde
Dr. Phil ve TBN arasındaki bu hukuk savaşı, farklı kültürlere sahip iki büyük gücün bir araya geldiği yüksek profilli ortaklıkların ne kadar riskli olabileceğini gözler önüne seriyor. Bu durum, sektördeki tek örnek de değil. Benzer şekilde, Netflix'in yönetmen Carl Rinsch'e açtığı dolandırıcılık davası da gündemde. Rinsch, kendisine emanet edilen milyonlarca dolarlık prodüksiyon bütçesini kişisel lüks harcamaları ve kripto para yatırımları için kullanmakla suçlanırken, savunmasını olay anında 'psikoz' halinde olduğu iddiasına dayandırıyor. Sektördeki hareketlilik sadece davalarla sınırlı değil; Nexstar'ın Tegna'yı 6.2 milyar dolara satın alarak ABD'deki yerel TV istasyonlarının büyük bir kısmını tek çatı altında toplaması gibi medya mülkiyetinin geleceğini yeniden şekillendiren devasa birleşmeler de yaşanıyor. Aynı zamanda, Paramount'un Donald Trump ile yaptığı 16 milyon dolarlık hukuki anlaşma gibi, medya dünyasının siyasetle ne denli iç içe geçtiğini ve büyük şirketlerin ne tür zorlu kararlarla yüzleştiğini gösteren olaylar da gündemdeki yerini koruyor. Bir yanda seküler ve zaman zaman tartışmalı bir televizyon figürü, diğer yanda ise muhafazakar değerlere sahip bir dini yayıncı. Bu ortaklığın çöküşü, medya sektöründeki dev anlaşmaların sadece kâğıt üzerindeki rakamlardan ibaret olmadığını; güven, şeffaflık ve verilen sözlerin tutulmasının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Davanın sonucu ne olursa olsun, bu olay, iş dünyasında bir 'ders' olarak uzun süre konuşulacağa benziyor.
Bu haberde yer alan bilgiler, eğlence ve medya sektörünün önde gelen yayınlarından Variety'de yer alan habere dayanmaktadır.