12 Ekim 2005 tarihi, küresel medya ve eğlence dünyası için bir dönüm noktası oldu. O dönemde Disney Medya Ağları Eş Başkanı ve ABC/Disney Televizyon Ağları Başkanı olarak görev yapan Anne Sweeney, Apple ile o güne dek görülmemiş bir anlaşmaya imza attı. Bu anlaşma, primetime TV programlarının anten veya çok kanallı abonelik gerektirmeden, dijital olarak satın alınıp mobil cihazlarda (özellikle video özellikli ilk iPod'larda) izlenmesini mümkün kıldı. Bölüm başına 1.99 dolarlık bu model, medya dünyasını kökten değiştirecek olan streaming çağının ilk habercisiydi.
İki Dev Arasındaki Gizli Müzakereler
Anne Sweeney, Variety’nin “Strictly Business” podcast'inde, bu çığır açan anlaşmanın 20. yıl dönümünü anarak, Apple CEO’su Steve Jobs ile yürüttüğü kapsamlı ve gizli müzakereleri ilk kez detaylıca paylaştı. Anlaşma sayesinde, o dönemin en popüler dizileri olan “Desperate Housewives” ve “Lost” gibi yapımlar, yayınlandıktan bir gece sonra iPod’lar aracılığıyla izleyiciye ulaştırılıyordu. Sweeney’e göre, bu ittifak kelimenin tam anlamıyla “medya dünyamızın eksenini kaydırdı.”
“Duyurudan sonra çok sayıda zorlu konuşmanın yaşandığını söylemek az kalır. Bu, kelimenin tam anlamıyla medya dünyamızın eksenini kaydırdı.” - Anne Sweeney
Jobs Faktörü: “Nükleere Dönmek”
Sweeney, o dönemde Disney CEO'su Bob Iger'in eski yönetim altında gerginleşen Apple ilişkilerini onarmaya yeni başladığı zorlu bir süreçte, Apple ile emsali olmayan bir sözleşme hazırlamanın zaten zor olduğunu belirtiyor. Ancak en ödüllendirici zorluğun, 14 yıl önce vefat eden Steve Jobs ile doğrudan çalışmak olduğunu ekliyor. Sweeney, müzakereler sırasında Jobs'un beklenmedik tepkiler verdiğini ve bu anlardan birini şöyle anlatıyor:
“Bir maddeyi Steve'in önüne koyduğumda, resmen nükleere döndü. ‘Bunu neden yapayım ki? Bizim çalışma şeklimiz bu değil,’ dedi. İşte o an, yeni bir şekilde bir araya gelmemiz gerektiğini fark ettik. Bu sadece şovlarımızı video iPod'a koymak değildi; bu, geleceğin şablonunu oluşturmaktı.”
Sektörden Gelen Tepkiler ve Şeytanın Avukatı
Disney-Apple anlaşmasının duyurulmasının ardından, geleneksel medya aktörleri bu yeni ittifak karşısında hazırlıksız yakalandı. Sweeney, yerel TV istasyonlarının ve kablolu yayın dağıtıcılarının (pay-TV distributors) kendisinden anlaşmayla ilgili zorlu yasal sorular sormak için sıraya girdiğini belirtiyor. Bu kesimler, yeni dijital dağıtım modelinin kendi iş modellerini (reklam geliri ve abonelik ücretleri) baltalayacağından endişe ediyordu.
Değer Katma: Streamingin İlk Adımı
Bu anlaşmanın önemini anlamak için dönemin koşullarına bakmak gerekir. 2005 yılında Netflix, hâlâ ana odağı postayla DVD göndermek olan bir şirketti. Amazon Prime Video veya Disney+ gibi hizmetler hayal bile edilmiyordu. Disney ve Apple’ın bu hamlesi, tüketiciye içeriği kendi istediği zaman ve cihazda izleme özgürlüğünü vererek, günümüzde standart haline gelen 'talep üzerine izleme' (VOD) modelinin temelini attı. Bu anlaşma, içeriğin dağıtım kanallarının, televizyon yayıncısı veya kablo operatörü tarafından dikte edilmek zorunda olmadığını gösteren ilk büyük eylem oldu.
2015 yılında Disney’den ayrılan Anne Sweeney, kariyerine Netflix ve Lego gibi şirketlerin yönetim kurullarında devam ediyor. Onun Jobs ile imzaladığı bu sözleşme, yirmi yıl sonra bile, günümüzün milyar dolarlık streaming savaşlarının nasıl başladığını gösteren en önemli örneklerden biri olarak kabul edilmektedir.
Bu tarihî hamle, günümüzde dev medya gruplarının konsolidasyon ve birleşme telaşlarıyla devam eden bir dönemi başlattı. Özellikle Warner Bros. Discovery (WBD) gibi büyük medya varlıklarının geleceği, Skydance'ın WBD'ye yönelik teklifi ve analistlerin Netflix'in potansiyel ilgisi hakkındaki spekülasyonlarla sektörün ana gündem maddesi haline gelmiş durumda. Medya dünyasındaki bu dev konsolidasyon dalgası hakkında daha fazla bilgi edinmek için MIPCOM medya konsolidasyonu haberimizi inceleyebilirsiniz.