Hollywood sahnesine hızlı ve sıra dışı bir giriş yapan 24 yaşındaki Chase Infiniti, Paul Thomas Anderson’ın (PTA) yeni epik filmi “One Battle After Another” ile sinema dünyasının dikkatini çekiyor. Indianapolis doğumlu oyuncu, Willa Ferguson karakteriyle ilk uzun metraj deneyimini yaşarken, kendisi de dahil birçok kişinin şaşırdığı bu başarı hikayesini Variety’ye verdiği röportajda detaylandırdı.
Film, eski devrimcilerin, 16 yıl sonra yeniden ortaya çıkan bir düşmana karşı Willa Ferguson’ı kurtarmak için bir araya gelmesini konu alıyor. Bu karmaşık ve geniş kapsamlı yapımda, Infiniti, kariyerinin başında Leonardo DiCaprio, Regina Hall, Teyana Taylor ve iki Oscar ödüllü Sean Penn gibi isimlerle aynı seti paylaşıyor.
Willa Ferguson: Yarı Paul Thomas Anderson, Yarı Chase Infiniti
Infiniti’nin canlandırdığı Willa Ferguson, tipik bir genç karakter değil. Mor kuşak sahibi bir dövüş sanatları öğrencisi olan Willa, Anderson’ın en zorlayıcı genç karakterlerinden biri olarak tanımlanıyor. Infiniti, karakterin yaratım sürecinde Anderson ile yakın çalıştığını vurguluyor.
“Willa’nın yarısı Paul’ün yazımından, diğer yarısı ise benim kendi hayatımdan ve deneyimlerimden geliyor. Karakterin benmerkezci değil, iddialı bir yapısı var. Sanırım daha iyi bir geleceğin olasılığını temsil ediyor.”
Değer Katma: Sıra Dışı Bir Seçim
Infiniti’nin bu rolü alışı, Hollywood’un geleneksel bağlantılar üzerinden yürüdüğü algısına meydan okuyor. Chicago’da müzikal tiyatro eğitimi almasına rağmen büyük yapımlarda rol bulamayan ve sektör bağlantısı olmayan Infiniti, Anderson’ın kendisini daha önceki bir kamera önü çalışmasını bile görmeden işe aldığını belirtiyor. Bu durum, PTA gibi vizyoner yönetmenlerin, yeteneği keşfetme konusunda endüstri normlarını ne kadar zorlayabildiğini gösteren önemli bir örnek teşkil ediyor.
Set Deneyimi ve Efsanelerle Çalışmak
Infiniti, sete hazırlanmak için Anderson ve filmdeki babasını oynayan Leonardo DiCaprio ile birlikte Eureka, Kaliforniya’ya seyahat etti. Bu yolculuğun, karakterini anlamasında temel oluşturduğunu belirtiyor.
Sean Penn ile yaşadığı gergin DNA testi sahnesini ise “adeta sparring (dövüş) yapmak gibiydi” şeklinde tanımlayan oyuncu, Penn’in yıldızının yarattığı baskıyı, yönetmen Anderson’ın teşvikiyle doğal bir tepkiye dönüştürdüğünü aktarıyor.
Regina Hall Filmin ‘Merkezi Gücü’
Infiniti, rol arkadaşları hakkındaki övgü dolu sözlerinde özellikle Regina Hall ve Teyana Taylor’a odaklanıyor. Teyana Taylor’ın Perfidia karakterini yazılı metindeki halinden ‘çok daha renkli’ hale getirdiğini ifade ederken, Regina Hall’ün Deandra rolüne getirdiği derinliği vurguluyor.
Deandra bir anlamda sessiz bir karakter, ama aslında hiç sessiz değil. O, filmdeki gücün gerçekten en merkezi kuvveti ve adeta tüm karakterleri hizaya getirme konusunda harika bir iş çıkarıyor. Willa’ya hiç sahip olamadığı bir annelik yapıyor.
Bu üç kadının (Infiniti, Hall, Taylor) performansları, Warner Bros. stüdyosu için ödül sezonu stratejisini karmaşık bir meydan okumaya dönüştürdü. Stüdyonun, potansiyel oyların bölünmesini önlemek amacıyla, Oscar ve Golden Globe ödül stratejileri kapsamında Chase Infiniti'yi "Başrol Kadın Oyuncu" kategorisinde konumlandırırken, Teyana Taylor ve Regina Hall'u "Yardımcı Kadın Oyuncu" rollerinde yarıştırmayı hedeflediği biliniyor.
Ödül sezonu, sadece Hollywood yapımlarının yarıştığı bir alan değil; uluslararası sinemalar da bu rekabetin önemli bir parçasıdır. Örneğin, Hong Kong sineması, 98. Akademi Ödülleri'nde En İyi Uluslararası Film kategorisi için iddialı bir eserle yarışa katıldı. Yönetmen Anselm Chan'ın imzasını taşıyan, pandemi döneminde düğün planlayıcılığından cenaze işine geçiş yapan bir karakterin hikayesini konu alan gişe rekortmeni "The Last Dance" (Son Dans), ülkesini Oscar'da temsil ediyor. Film; aile bağları, gelenekler ve uzlaşma temalarını işlerken, Hong Kong Film Ödülleri'nde 18 adaylıkla rekor kırmış bir yapımdır. Bu ve diğer küresel film başarıları hakkında daha fazla bilgi için Hong Kong Oscar adayı The Last Dance: 98. Akademi Ödülleri haberimize göz atabilirsiniz.
Gelecek Hayalleri ve Hızlı Sorular
Filmin gösterime girmesiyle birlikte başlayan ödül sezonu hareketliliğinde, "One Battle After Another" şimdiden Golden Globe 2025 tahmin listelerinde yerini aldı. Paul Thomas Anderson'ın hem En İyi Yönetmen hem de En İyi Senaryo adaylıkları ile anıldığı film, En İyi Film (Komedi veya Müzikal) kategorisinde de favoriler arasında gösteriliyor. Chase Infiniti, bu tahminlerde şimdiden En İyi Kadın Oyuncu (Komedi veya Müzikal) adaylığıyla listelenirken, Leonardo DiCaprio En İyi Erkek Oyuncu ve Sean Penn, Regina Hall ve Teyana Taylor da yardımcı oyuncu kategorilerinde güçlü adaylar olarak öne çıkıyor.
Bu tür büyük bütçeli ve yıldız kadrolu yapımların başarısı, Hollywood'da gişe rekortmenlerinin ve izleyiciyi sinema salonlarına çeken eşsiz deneyimlerin önemini bir kez daha kanıtlıyor. Efsanevi yapımcı Jerry Bruckheimer'a göre, izleyiciyi evinden çıkarıp sinema salonlarına çekmek için, onlara dışarıda yemek yemeyi sevdikleri gibi "iyi bir yemek" sunulması gerekiyor. Bu felsefeye paralel olarak, Tom Cruise veya Brad Pitt gibi hırslı oyuncuların bir projeye inanılmaz değer kattığı ve sadece kazanmak istedikleri vurgulanıyor; bu da 'One Battle After Another'daki DiCaprio ve Penn gibi efsane isimlerin varlığının ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Bruckheimer'ın "Top Gun 3", "Karayip Korsanları" ve F1 serileri hakkındaki güncel açıklamaları ve sinema geleceği hakkındaki vizyonunu Jerry Bruckheimer F1, Top Gun 3, Karayip Korsanları ve sinema geleceği başlıklı yazımızda okuyabilirsiniz.
İlk deneyimiyle büyük bir sıçrama yapan Infiniti’nin gelecek hedeflerinde Greta Gerwig ve Steven Spielberg gibi yönetmenlerle çalışmak var. Müzikallere olan tutkusunu da dile getiren genç oyuncu, özellikle ‘Natasha, Pierre & The Great Comet of 1812’ uyarlamasında rol almak istediğini belirtiyor.
Röportajın sonunda yanıtladığı hızlı sorular, onun sinema zevkini de ortaya koyuyor:
- Favori Paul Thomas Anderson Filmi: “Boogie Nights”
- Favori Leonardo DiCaprio Performansı: “Sıkıysa Yakala (Catch Me If You Can)”
- Favori Korku Filmi: “Kapan (Get Out)” (Kendini korkak olarak tanımlıyor.)
- Her Zaman Ağlatan Film: “Oyuncak Hikayesi 3 (Toy Story 3)”
- Çalışmak İstediği Yönetmenler: Steven Spielberg, Greta Gerwig, veya The Daniels.
Kendi gençliğine vereceği tavsiyeyi ise kendisine de aktarılan bir bilgelikle özetliyor: “Kanıtlayacak hiçbir şeyin yok, ama gösterecek her şeyin var.”