Los Javis'in "La Mesías" dizisinin başarılı yazarlarından Carmen Jiménez, ilk uzun metrajlı kurmaca filmi "I Breathe Fire" (Respirando fuego) ile sinema dünyasına iddialı bir giriş yapıyor. ECAM Incubator programının desteklediği bu proje, yüksek mutfak gibi rekabetçi bir ortamda geçen eşcinsel bir ilişkinin istismar, güç ve kimlik arayışı gibi çetrefilli temalarını işliyor. Madrid Film Okulu'nun geliştirme programı ECAM Incubator, İspanyol sinemasında yeni yetenekler için önemli bir başlangıç noktası olarak öne çıkıyor.
Tutkudan Bağımlılığa: Berta'nın Hikayesi
Film, yirmi yaşındaki aşçılık öğrencisi Berta'nın, parlak ve karizmatik genç şef Daniela'nın büyüsüne kapılmasıyla başlıyor. Ortak tutkuları üzerine kurulan bu bağ, kısa sürede yoğun ama aynı zamanda boğucu bir ilişkiye dönüşüyor. Beş yıl boyunca, Berta'nın hayranlığı bağımlılığa, ardından da şiddete evrildikçe, kendini bir kontrol, utanç ve sessizlik döngüsünün içinde kapana kısılmış buluyor. Ta ki Ione adında genç bir kadınla tesadüfi bir karşılaşma ona başka bir yaşam olasılığını fısıldayana dek.
Neden Bu Film Önemli? Toksik İlişkileri Yeniden Tanımlamak
Jiménez, toksik dinamikleri tasvir eden filmlere baktığında çoğunun basit bir ikilik üzerine kurulduğunu fark ettiğini belirtiyor: saldırgan/kurban, siyah/beyaz, erkek/kadın. Bu gözlem, filminin temel motivasyonlarından birini oluşturuyor. Ayrıca, eşcinsel çiftlerdeki toksik dinamiklerin temsili konusunda büyük bir eksiklik olduğunu vurguluyor. Yazar ve yönetmen, queer karakterleri tasvir ederken genellikle karmaşıklıktan kaçınıldığını, bunun da damgalamayı pekiştirme korkusundan kaynaklandığını düşünüyor. Jiménez'e göre, artık daha nüanslı bir yaklaşıma ihtiyaç var.
"İstismarın geniş bir anlayışına sahip olmamızı ve bunun itiraf etmek istediğimizden çok daha fazla mevcut olduğunu kabul etmemizi istiyorum. Birçok kurban için kendilerini kurban olarak görmek son derece zordur, çünkü istismar medyada ve kurguda genellikle çok kutuplaşmış bir şekilde tasvir edilir. Gerçekte ise bu nadiren bu kadar nettir."
Yönetmen, sorunun ataerkillikte yattığına, erkeklikte değil, bunun altını çiziyor. Bu bakış açısı, istismarın cinsiyet veya cinsel yönelimden bağımsız olarak herkesi etkileyebilecek evrensel bir sorun olduğunu vurguluyor.
Sinema dünyasında kapsayıcılık ve çeşitlilik arayışları hızla artarken, Carmen Jiménez'in bu konudaki hassasiyeti, genel bir ihtiyacın parçası olarak öne çıkıyor. Bu bağlamda, yakın zamanda Transgender Film Center (TFC) ve Duplass Brothers Productions'ın ortaklaşa hayata geçirdiği 'Found Footage Feature Fund' gibi girişimler, bağımsız uzun metrajlı filmler geliştiren trans yönetmenlere 25.000 dolarlık üretim hibesi ve mentorluk sağlayarak, sinema sektörüne yeni ve özgün sesler katmayı hedefliyor. Bu tür fonlar, özellikle 'found footage' gibi ekonomik yaklaşımlarla, düşük bütçeyle dahi yenilikçi ve çarpıcı hikayeler anlatmanın kapısını aralıyor ve tarihsel olarak yanlış veya eksik temsil edilen trans deneyimlerinin, bizzat trans sanatçılar tarafından perdede hayat bulmasına olanak tanıyor.
Yüksek Mutfak Bir Metafor Olarak
Filmde yüksek mutfak, hem bir arka plan hem de güçlü bir metafor olarak kullanılıyor. Jiménez, "Yüksek mutfak son derece zorlu bir alandır, yaşam ve iş arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır. Kusursuzluk peşindeki bu amansız arayış kolayca bir tür kendine istismara dönüşebilir" diye açıklıyor. Bu baskı, hiyerarşi ve hırs kültürü, filmin merkezindeki ilişkiyi yansıtıyor; tutkunun kontrole, mükemmellik arayışının ise tahakküme dönüştüğü bir ortam sunuyor.
Etkileşimler ve Yapım Süreci
Jiménez, Todd Field'ın "Tár", Luca Guadagnino'nun "I Am Love", Paweł Pawlikowski'nin "Cold War" ve Mia Hansen-Løve'nin "Goodbye First Love" gibi filmleri önemli etkileşimler olarak gösteriyor. Bu filmlerin zamanı ele alış biçimleri, gerilimi sürdürme yetenekleri ve samimi hikayeleri destansı anlatılara dönüştürme şekilleri ona ilham veriyor. "La Mesías" üzerindeki çalışmaları da ona paha biçilmez deneyimler kazandırmış; Los Javis'in sezgilere güvenme ve kusurlu karakterlere şefkat gösterme yetenekleri, Jiménez'in kendi çalışmalarında da hedeflediği değerler.
Seville'deki La Filmahora'dan David González Marcelo ve Tatiana Villacob tarafından üretilen "I Breathe Fire", 2.32 milyon Euro (yaklaşık 2.7 milyon dolar) bütçeye sahip ve şu anda finansman arayışında. Yapımcılar, Carmen'in bu hassas konuya nüanslı ve karmaşıklıktan korkmadan yaklaşımının benzersiz olduğunu ve hikayeyi yüksek mutfak gibi sinematik bir dünyaya yerleştirmenin ek bir gerilim ve özgünlük katmanı eklediğini belirtiyorlar.
Villacob'a göre, filmin samimiyet ve evrensellik karışımı onun gücünü oluşturuyor ve özellikle yeni sesleri ve cesur anlatıları öne çıkaran büyük uluslararası festivallerde güçlü bir potansiyele sahip olduğuna inanılıyor.
Özgürlüğün Anlamını Yeniden Tanımlamak
Jiménez için projenin nihai hedefi özgürlük. Berta'nın yolculuğu, başarıyı yeniden tanımlamakla ilgili. Dış beklentileri soyup atmak ve aşçılıkta gerçekten neyi sevdiğine yeniden bağlanmak zorunda kalıyor. Kendini dayatılan ideallerden kurtararak kendi yolunu, kendi sesini bulmaya başlıyor. Yönetmen, filmin izleyicileri kendi yaşamlarını sorgulamaya ve "Günlerimi geçirme şeklim gerçekten bana mantıklı geliyor mu?" diye sormaya teşvik etmesini umuyor.
Kaynak: Variety - Carmen Jiménez'in 'I Breathe Fire' Filmiyle İlgili Detaylar