Efsanevi rock müzisyeni Bruce Springsteen, Time dergisine verdiği kapak röportajında kariyerinden kişisel yaşamına birçok konuya değinse de, en çok dikkat çeken açıklamaları ABD siyasetine ve özellikle eski Başkan Donald Trump'a yönelik sert eleştirileri oldu. "Born to Run" albümünün 50. yıl dönümü öncesinde yapılan bu röportaj, Springsteen'in yıllar içinde politik duruşunu nasıl keskinleştirdiğini de gözler önüne seriyor. Ayrıca, sanatçının müzikal yolculuğuna ve kişisel yaşamına dair derinlemesine bir bakış sunan 'Springsteen: Deliver Me From Nowhere' adlı biyografik müzik draması, yakın zamanda Amerika Film Enstitüsü (AFI) Festivali'nin açılış filmi olarak duyuruldu. Jeremy Allen White'ın 'Boss'u canlandırdığı bu film, Springsteen'in 1982 tarihli 'Nebraska' albümünü yaratma ve onu dünya yıldızı yapacak 'Born in the U.S.A.' albümünün demolarını kaydetme süreçlerine odaklanıyor. AFI Fest Açılış ve Kapanış Filmleri haberimizde filmle ilgili detayları bulabilirsiniz. İlk başlarda Trump'ı doğrudan eleştirmekten kaçınan sanatçı, 2018'deki Broadway gösterileriyle başlayan süreçte giderek daha açık sözlü hale geldi.
Trump'a Yönelik Keskin İfadeler: "Yozlaşmış ve Beceriksiz"
Springsteen, son röportajında Trump ve ona destek verenleri hedef alarak bugüne kadarki en sert ifadelerini kullandı. Eski yönetimi "yozlaşmış, beceriksiz ve haince" olarak tanımlayan sanatçı, Trump'ın "unutulmuşlar" yerine sadece "kendisini ve milyarder destekçilerini" düşündüğünü belirtti.
"Eğer olmak istediğim kişiye sadık kalacaksam, bu adamlara bedava geçiş hakkı veremem. Birçok insan onun yalanlarına inandı. Unutulmuşlarla ilgilenmiyor; kendisinden ve göreve başlama töreninde arkasında duran milyarderlerden başka kimseyi umursamıyor."<444class='text-base text-gray-800 leading-relaxed mb-4'>Ancak Springsteen, eleştirilerini yaparken Amerikan toplumunun bir gerçeğini de göz ardı etmiyor:
"Gerçekle yüzleşmelisiniz ki, Amerikalıların önemli bir kısmı onun güç ve tahakküm siyasetinden memnun."
Trump'tan Gelen Yanıt ve Springsteen'in Tepkisi
Donald Trump da Springsteen'e karşı sessiz kalmamış, onu "bir kaya kadar aptal" olarak nitelendirmiş ve hatta sanatçının Kamala Harris'e verdiği desteğin soruşturulması yönünde temelsiz çağrılar yapmıştı. Springsteen ise bu hakaretleri umursamadığını açıkça dile dile getiriyor.
"Benim hakkımda ne düşündüğü zerre umurumda değil... O, 25. Anayasa Değişikliği ve azlin ne için olduğunun yaşayan kişileşmesidir. Eğer Kongre'nin biraz cesareti olsaydı, tarihin çöplüğüne atılırdı."<444class='text-base text-gray-800 leading-relaxed mb-4'>Ancak Springsteen, eleştirilerini yaparken Amerikan toplumunun bir gerçeğini de göz ardı etmiyor:
Demokrat Parti'ye Yönelik Eleştiriler: "Etkisiz ve İletişim Sorunlu"
Springsteen'in eleştirileri sadece Cumhuriyetçilerle sınırlı kalmıyor. Demokrat Parti'nin Trump ve Cumhuriyetçilerin güç hamleleri karşısında "olağanüstü derecede etkisiz" kaldığını da vurguluyor. Sanatçı, ülkenin çoğunluğuna hitap edebilecek yeni bir lidere veya Demokrat Parti'nin dilini ve iletişim stratejisini gözden geçirmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
"Acilen etkili bir alternatif partiye ihtiyacımız var ya da Demokrat Parti'nin ulusun çoğunluğuna hitap edebilecek birini bulması gerekiyor. Kullandıkları dilde ve insanlara ulaşma biçimlerinde bir sorun var."<444class='bg-yellow-100 border border-yellow-300 p-4 rounded-lg my-5'>
Müzik ve Siyaset Arasındaki Köprü
Bruce Springsteen gibi ikonik bir figürün siyasi konularda bu denli açık sözlü olması, sanatçıların toplumsal olaylara karşı sorumlulukları ve kamuoyunu bilgilendirme rolleri hakkında önemli tartışmaları beraberinde getiriyor. Sanatçıların sadece kendi alanlarında değil, aynı zamanda toplumun genelini ilgilendiren konularda da seslerini yükseltmeleri, kamusal tartışmaları zenginleştirebilir. Ancak bu durum, hayranlar arasında kutuplaşmalara da yol açabilir. Springsteen'in bu açıklamaları, özellikle ABD'deki giderek artan siyasi ayrışma ve Kasım 2024 seçimleri öncesinde önemli bir yankı uyandıracak gibi görünüyor.
