Sinema dünyası, son yıllarda Hollywood stüdyolarının genellikle kaçındığı, cesur ve sınırları zorlayan erotik gerilim türünün potansiyel dönüşünü konuşuyor. Bu dönüşün en çarpıcı örneklerinden biri de yönetmen koltuğunda Mercedes Bryce Morgan'ın oturduğu yeni Bleecker Street yapımı Bone Lake.
Film, ormanda ölümden kaçan çıplak bir çiftin dikkat çekici sahnesiyle açılıyor ve genel kurgusu da bu yoğun ruhu koruyor. Joshua Friedlander'ın senaryosundan uyarlanan yapım, yanlışlıkla aynı Airbnb evini kiralayan iki çiftin tanışmasını ve ortaya çıkan karanlık sırları konu alıyor. Morgan, filmin sadece cinsel cesaretiyle değil, aynı zamanda karakter ilişkilerine odaklanmasıyla da öne çıktığını belirtiyor.
Seks Sahnesi Çekmek: Storytelling mi, Sansasyon mu?
Mercedes Bryce Morgan, Bone Lake'in senaryosuna çekilme nedenini, metnin aşırıya kaçmaktan korkmaması olarak açıklıyor. Yönetmene göre, filmin başarısı, gerilim unsurları devreye girmeden önce seyircinin karakterlerin ilişkilerine gerçekten değer vermesi üzerine kurulu.
Morgan, “Senaryonun en sevdiğim yanı, bir Avrupa ilişki dramedisi gibi başlaması. İlişki, daha sonra dehşetin içinden geçtiği mekanizma haline geliyor. Karakterleri önemsemeyi başarıp, finalde büyük oynamak beni bu projeye çekti” ifadelerini kullanıyor.
Gen Z ve Sinemada Cinsellik Tartışması
Film, cinsel içerik konusunda cüretkar bir tavır sergilerken, son dönemde özellikle Z Kuşağı arasında popüler kültürde daha az cinsellik beklentisi olduğuna dair çıkan sesler bu durumu ilginç bir tartışma konusu haline getiriyor. Morgan, bu eleştirilere karşı duruşunu net bir şekilde belirtiyor.
Yönetmen, nesiller arası eğilimlerin sürekli değiştiğini vurguluyor ve Millenial neslinin (kendi kuşağı) sinemada cinselliği doğal karşıladığını, ancak daha genç nesillerin bunu sorgulayabileceğini kabul ediyor. Ancak Morgan, filmini seven kitlenin sadık kalacağını ve içeriğin herkese hitap etmek zorunda olmadığını savunuyor.
Morgan, setteki cinsellik sahneleri sırasında oyuncuların güvenliğini ve konforunu sağlamak için katı kurallar uyguladığını belirtiyor. Bu kurallardan biri, cinsiyet eşitliğini sağlamak adına önemli bir adım teşkil ediyor: “Kadın çıplaklığı varsa, erkek çıplaklığının da olduğundan emin olurum. Ya herkes çıplaktır ya da kimse çıplak değildir.” Bu yaklaşım, çıplaklığın hikayenin nedenini desteklemesi gerektiği felsefesini de içeriyor ve çıplaklığın her zaman cinsel bağlamda kullanılmasının zorunlu olmadığını belirtiyor.
Sinemada Kötülüğün Temsili: Etik Sınırlar
Erotik gerilimlerin cesur yaklaşımları bir yana, sinemada oyuncuların karşılaştığı etik ikilemler, cinsel içerikten çok daha derin konulara uzanabiliyor. Örneğin, Netflix'in Ryan Murphy imzalı antoloji serisi *Monster: The Ed Gein Story*, bu derin etik sorgulamayı merkeze alıyor. Charlie Hunnam'ın başrolde olduğu dizi, modern Amerikan korku hikayelerinin doğuşuna ilham veren, annesine olan hastalıklı bağlılığı nedeniyle insan derisinden eşyalar yapan Wisconsinli seri katil Ed Gein'in tüyler ürpertici yaşamına odaklanıyor. Bu tür yapımların ana konusu olan gerçek suçluların etkisi, popüler kültürde silinmez izler bırakmıştır. Örneğin, Ed Gein'in annesine olan bağımlılığı ve kurbanlarının derilerinden mobilya/eşya yapma motivasyonu, sinema tarihinin en ikonik korku filmlerine (*Sapık*, *Teksas Kasabı*) doğrudan ilham kaynağı olmuştur. Modern korku sinemasının temel taşlarından biri olan Netflix'in Monster: The Ed Gein Story dizisine konu olan seri katil Ed Gein'in gerçek hikayesi hakkında daha fazla detaya ulaşmak, kötülüğün kökenlerini anlamak açısından önemlidir. Seride, Nazi savaş suçlusu Ilse Koch'u canlandıran Vicky Krieps, rolü kabul etme sürecinin son derece zorlayıcı olduğunu açıklamıştı. Krieps, büyükbabasının toplama kampı mağduru olması nedeniyle, Holokost tarihine bu denli yakın bir karakteri oynamanın kişisel ve ahlaki sınırlarını zorladığını belirtti. Krieps'in Nazi rolü gibi etik bir ikilemle nasıl başa çıktığına dair detaylı bilgi için Vicky Krieps'in Ed Gein ve Nazi rolü hakkındaki etik ikilemine göz atabilirsiniz. Oyuncular, hikayeyi sanatsal vizyonla dengeleme zorunluluğu karşısında, canlandırdıkları kötülüğün "sıradanlığı" üzerine kafa yorarak karakterin insanlığını bulma çabasına giriyorlar. Bu durum, sinema sektörünün sadece neyi gösterdiğine değil, aynı zamanda bunu nasıl gösterdiğine dair süregelen tartışmaları pekiştiriyor.
Aktör Kimyası Nasıl Oluşturulur? Dans Taktikleri
Erotik gerilim gibi türlerde inandırıcı bir kimya yakalamak hayati önem taşır. Morgan, Will ve Cin karakterlerini canlandıran Alex Roe ve Andra Nechita'nın fiziksel bariyerlerini hızlıca kırmak için alışılmadık, hatta çocuksu bir yöntem kullandığını anlatıyor.
Yönetmen, oyuncuların setin ilk günlerinde komik ve aptalca müzikler eşliğinde dans etmelerini istediğini belirtiyor. Bu 'G-dereceli' egzersiz, oyuncuların fiziksel olarak hızlıca rahatlamasını sağladı ve karakterler arası yakınlaşmaya zemin hazırladı.
Indie Filmin Uzun Yolu: Festivallerden Sinemalara
Bone Lake, ilk kez 2024’teki Fantastic Fest’te gösterildi ve dünya prömiyerinden geniş vizyon tarihine kadar bir yıldan fazla zaman geçti. Bağımsız bir film için bu kadar uzun bekleme süresi alışılmadık olsa da Morgan, filmin doğru şekilde, yani sinemalarda yayınlanması için beklemeyi tercih ettiklerini söylüyor.
Morgan, “Bir film seçtiğimde, onu hayatımın yıllarca taşıyacağımı varsayarak seçerim. Doğru yolu beklemek istedik, çünkü doğru yol sinemalarda yayınlanmaktı,” diyerek projesine olan bağlılığını ve heyecanını koruduğunu ekliyor.
***
Kaynak: Yönetmen Mercedes Bryce Morgan'ın Bone Lake hakkındaki detaylı yorumlarına ve röportajına Variety'deki orijinal içerikten ulaşabilirsiniz.