Dünyaca ünlü stand-up sanatçısı Bill Burr, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenen Komedi Festivali'ne katılımı nedeniyle meslektaşları ve insan hakları savunucularından gelen yoğun eleştirilere sert bir yanıt verdi. Burr, 29 Eylül tarihli 'Monday Morning Podcast' programında, bu deneyimi 'Hayatımda yaşadığım en iyi üç deneyimden biriydi' ve 'akıl almazdı' sözleriyle savundu.
Burr, performansının Suudi Arabistan'da düzenlenen ilk komedi festivalinin bir parçası olmasından büyük onur duyduğunu belirterek, hem kraliyet ailesinin hem de festivali düzenleyenlerin gösteriden memnun kaldığını ifade etti. Ancak bu savunma, festivalin Suudi Arabistan'ın tartışmalı insan hakları karnesi nedeniyle boykot edilmesi gerektiğini düşünen eleştirmenleri yatıştırmış değil.
Önyargılar ve Şaşırtıcı Bir Seyirci Kitlesi
Batı medyasında uzun yıllardır süregelen olumsuz tasvirlere dikkat çeken Burr, Riyad'a büyük bir endişe ile vardığını itiraf etti. Komedyen, ‘Batı dünyasındaki anlatılanlara göre herkesin ‘Amerika’ya Ölüm’ diye bağırmasını, ellerinde palalarla beni beklemelerini bekliyordum’ diyerek, edindiği önyargıları dile getirdi. Fakat karşılaştığı gerçeklik, bu algıların tam tersi oldu.
Burr'u en çok şaşırtan, ülkenin modernleşme hızı ve seyircinin yapısıydı. Riyad'da dünyaca ünlü fast-food zincirlerinin yan yana dizildiğini gören komedyen, izleyicinin ise genç, çeşitli ve stand-up komediye karşı son derece hevesli olduğunu aktardı. Seyircisiyle yaşadığı etkileşimi anlatırken, ‘Gösteri sırasında birkaç kez durup, dürüst olmak gerekirse, aranızdan herhangi birinizin benim kim olduğumu bilmesine inanamıyorum dedim’ ifadelerini kullandı. Burr’a göre, bölge halkı Batıdaki olumsuz itibarlarının farkında olduğu için ekstra samimi ve dostça davrandı.
Bill Burr: 'Harika bir enerji alışverişi vardı. Orada tanıştığım insanlar sadece gülmek istiyorlardı. Ve güldüler de.'
Sansür Tartışması: Kısıtlamalar Esnedi mi?
Festivalin organizatörleri başlangıçta katılımcılardan politik, dini ve LGBTQ+ içeriklerinden kaçınmalarını isteyen sıkı sözleşme maddeleri sunmuştu. Komedyen Atsuko Okatsuka, bu kısıtlamalar nedeniyle daveti reddettiğini açıklamıştı.
Burr, bu ilk kısıtlamaların farkında olduğunu ancak sanatçıların tepkisi üzerine kuralların gevşetildiğini iddia etti. Burr’a göre, organizatörlere ‘Eğer iyi komedyenler istiyorsanız, bu kısıtlamalar işe yaramaz’ denildi ve sonuç olarak sadece iki konu üzerinde uzlaşıldı: Kraliyet ailesi veya din ile dalga geçilmemesi.
Burr, bu esnekleştirme sayesinde kendi standart materyalinin çoğunu küçük ayarlamalarla sergileyebildiğini belirtti. Hatta cinsellikle ilgili bir şakaya başladığında iki kişinin kalkıp salondan ayrılmasına rağmen, güvenlik görevlilerinin kendisine geri gelerek ‘Sorun yok, bu tür konulara burada izin veriliyor’ dediğini aktardı.
Karşı Görüş: 'Aklama' Kampanyası İddiaları
Etik İkilem: İnsan Hakları ve Eğlence
Bill Burr'un memnuniyeti karşısında, muhalif sesler bu tür etkinliklerin Suudi Arabistan hükümetinin insan hakları ihlallerini örtbas etme (whitewashing) çabasının bir parçası olduğunu savunuyor.
- David Cross'un Tepkisi: Komedyen David Cross, Riyad'da sahneye çıkan Dave Chappelle, Louis C.K. ve Bill Burr gibi isimleri sert bir dille eleştirerek, 'İnsanların hayranlık duyduğum bu kişilerin, dördüncü bir ev, bir tekne uğruna bu totaliter beyliği onaylaması mide bulandırıcı' dedi. Cross, bu komedyenlerin ABD'deki sansür veya 'iptal kültürü' hakkında şikayet etme haklarını kaybettiklerini öne sürdü.
- İnsan Hakları Gözlemi: Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü), festivali Prens Muhammed bin Salman'ın 2030 Vizyonu kapsamında yürüttüğü, 2018'deki gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ve LGBTQ+ bireylere yönelik baskılar gibi konuları unutturma amaçlı 'aklama' kampanyası olarak nitelendiriyor.
Riyad Komedi Festivali, Kevin Hart, Aziz Ansari, Whitney Cummings ve Pete Davidson gibi pek çok popüler ismi ağırlayarak Suudi Arabistan ekonomisini eğlence ve turizm yoluyla çeşitlendirme hedefine hizmet ediyor. Ancak etkinlik, ülkenin tartışmalı Eğlence Bakanı Turki Al-Sheikh ile olan bağları ve genel insan hakları sicili nedeniyle gölgede kalmaya devam ediyor.
Tüm bu eleştirilere rağmen Burr, pozisyonunu netleştirdi: ‘Sorun hükümetlerdir, insanlar değil. Her seyahat ettiğimde aynı şeyi öğreniyorum.’
Kaynak: Variety