Sinema dünyasında uzun yıllardır hor görülen, genellikle 'B sınıfı' olarak etiketlenen korku, bilim kurgu ve gerilim gibi türler, son yıllarda kabuk değiştirerek hem eleştirel hem de ticari anlamda büyük bir ivme kazandı. İşte bu değişimin en somut adımlarından biri, dünyanın en prestijli sinema etkinliklerinden Berlin Film Festivali'nden geldi. Festivalin endüstri kolu olan Avrupa Film Pazarı (EFM), Kanada'nın ünlü Fantasia Film Festivali'nin organize ettiği uluslararası tür filmleri ortak yapım marketi Frontières ile güçlerini birleştirerek 'EFM Frontières Focus' adında yepyeni bir platform kurduğunu duyurdu.
Önümüzdeki Şubat ayında düzenlenecek EFM kapsamında başlayacak olan bu yeni vitrin, tür sinemasının potansiyelini küresel ölçekte sergilemeyi amaçlıyor. Bu işbirliği, sadece yeni filmlerin tanıtılacağı bir etkinlikten çok daha fazlasını ifade ediyor; sektördeki köklü bir zihniyet değişiminin de habercisi.
EFM Frontières Focus Nedir ve Sektöre Ne Vaat Ediyor?
Bu yeni girişim, yapım veya post-prodüksiyon aşamasındaki beş seçkin tür filmini endüstrinin kalbine taşımayı hedefliyor. Seçilen projelerin yönetmenleri ve yapımcıları, filmlerinden özel kesitler eşliğinde çalışmalarını doğrudan sektör profesyonellerine (dağıtımcılar, satış temsilcileri, festival programcıları) sunma fırsatı bulacak. Platformun temel amacı, bu iddialı projelere ihtiyaç duydukları son finansmanı sağlamak ve onlara küresel bir pazar bulmaktır.
Seçilecek filmlerin yelpazesi oldukça geniş tutulmuş durumda:
- Psikolojik gerilim
- Korku
- Bilim kurgu
- Fantastik
- Bu türlerin melez formları
Berlin Film Festivali tarafından yapılan açıklamada, 'Bu platform, tür sineması hakkındaki modası geçmiş düşüncelere meydan okumaya ve onun arkasındaki yaratıcı gücü spot ışıkları altına almaya adanmıştır. Tür sinemasının derinliğini, çeşitliliğini ve sanatsallığını vurgulayacaktır.' ifadeleri kullanıldı.
Sanat ve Gişe Arasındaki Uçurum Kapanıyor mu?
Bu gelişmenin belki de en önemli yönü, sinema endüstrisindeki uzun süredir devam eden bir soruna çözüm arayışıdır. Berlin Film Festivali Direktörü Tricia Tuttle'ın da daha önce belirttiği gibi, 80'ler ve 90'lardan bu yana sanat sineması ve ticari sinema arasındaki makas giderek açılıyordu. Festivallerde övülen, derinlikli sanat filmleri gişede karşılık bulamazken, gişe canavarı filmler de sanatsal değerden yoksun olmakla eleştiriliyordu.
EFM Frontières Focus, tam da bu uçurumu kapatabilecek bir köprü görevi görebilir. Günümüzde birçok yenilikçi yönetmen, toplumsal eleştirilerini veya karmaşık kavramları distopik, fantastik ya da korku dolu bir anlatım içinde sunarak hem sanatsal derinliği hem de izleyici çekiciliğini bir araya getiriyor. Bu platform, bu tür 'melez' eserlerin hak ettiği ilgiyi görmesini sağlayarak, sanatın ve gişenin birbirini dışlamak zorunda olmadığını kanıtlayabilir.
Şeytanın Avukatı: Riskler ve Soru İşaretleri
Her ne kadar bu girişim kağıt üzerinde umut verici olsa da, bazı soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Bu yeni platform, tür sinemasını gerçekten ana akım festivallerin ve sanat sineması izleyicisinin kalbine taşıyabilecek mi, yoksa sadece daha prestijli bir 'niş pazar' mı yaratacak? Büyük dağıtımcılar, sanatsal kaygıları olan karmaşık tür filmlerine yatırım yapma riskini alacak mı, yoksa yine en 'güvenli' ve ticari potansiyeli yüksek olanları mı seçecekler? Bu işbirliğinin başarısı, seçilecek projelerin cesaretine ve endüstrinin bu cesarete vereceği yanıta bağlı olacak.
Liderlerden Açıklamalar: Cesur Hikaye Anlatıcılığına Vurgu
Berlinale Pro Direktörü Tanja Meissner, işbirliğinden duyduğu heyecanı dile getirirken, 'Tür sineması, önde gelen yaratıcı sesleri, en iyi yetenekleri ve daha büyük bütçeleri kendine çekerek dikkate değer bir yaratıcılık ve görünürlük artışı yaşıyor. Bu heyecan verici işbirliği, yaratıcılar, yapımcılar ve endüstri profesyonelleri için yeni fırsatlar yaratacak.' dedi.
Frontières'in yöneticisi Annick Mahnert ise, 'Tür odaklı bakış açımızı sektörün en etkili pazar yerlerinden birine getirmekten gurur duyuyoruz. Bu, yapım aşamasındaki filmlerin satış ve dağıtım fırsatları bulması için dinamik bir alan yaratacak.' şeklinde konuştu.
Sonuç olarak, Berlin ve Frontières arasındaki bu ortaklık, sadece takvimlere eklenecek yeni bir etkinlik değil. Tür sinemasının yükselen prestijini tescilleyen, sanat ve ticaret arasındaki sınırları bulanıklaştıran ve sinemada cesur hikaye anlatıcılığını teşvik eden stratejik bir hamle olarak öne çıkıyor. Bu gelişmenin, önümüzdeki yıllarda sinema endüstrisinin dinamiklerini nasıl şekillendireceğini hep birlikte göreceğiz.
Bu haberin oluşturulmasında Variety'de yayınlanan bilgilerden yararlanılmıştır.
