Avrupa sinemasının dikkat çeken sahnelerinden Locarno ve Saraybosna Film Festivalleri, bu yıl alışılmışın dışında bir komediye ev sahipliği yapıyor. Romanya merkezli Sırp yönetmen Ivana Mladenović'in dördüncü uzun metrajlı filmi “Sorella di Clausura”, romantik komedi türünün tüm kurallarını altüst ederek izleyiciyi hem güldüren hem de modern dünyanın çelişkileri üzerine düşündüren bir yolculuğa çıkarıyor.
Locarno, bu yıl Sanat Direktörü Giona A. Nazzaro'nun vizyonuyla kimliğini yeniden şekillendiriyor. Festival, köklü sanat sineması geleneğini korurken, aynı zamanda daha geniş kitlelere hitap eden ve ticari potansiyeli yüksek filmlere de kapılarını açarak sanat ve ticaret arasındaki yeni bir denge arayışına girdi. Bu dinamik yapı, festivalin bir yanda Emma Thompson ve Jennifer Lopez gibi Hollywood yıldızlarını ağırlarken, diğer yanda “Sorella di Clausura” gibi özgün ve cüretkar yapımlara platform sunmasını sağlıyor. Nitekim festivalin en büyük ödülü olan Altın Leopar, bu yıl Japon yönetmen Sho Miyake’nin “Two Seasons, Two Strangers” filmine giderken, diğer önemli ödüller de toplumsal meselelere parmak basan ve sinematik dilleriyle fark yaratan yapımlara verildi.
Film, 2008 küresel ekonomik krizinin hemen öncesinde, Balkanlar'da geçiyor. Toplumsal baskı ve geçim sıkıntısıyla boğuşan Stela adında alaycı, dikenli ve bir o kadar da aşk acısı çeken bir anti-kahramanın, takıntı haline getirdiği yaşlanmakta olan Balkan pop yıldızı Boban ile tanışma saplantısını konu alıyor. Bu tek taraflı "romantik komedi", alışıldık aşk hikayelerinden fersah fersah uzakta bir yerde duruyor.
Saraybosna'daki yarışma ise sadece “Sorella di Clausura”ya değil, bölgeden çıkan bir başka önemli yapıma daha sahne oluyor. Başarılı dizi ‘Operation Sabre’ın yaratıcılarından Vladimir Tagić de ilk uzun metraj filmi olan ‘Yugo Florida’ ile festivalde dikkatleri üzerine çekiyor. Tagić'in televizyondaki başarısının ardından sinemaya yönelmesi, dizilerin yükselişinin sinemanın geleceğini nasıl şekillendirdiği konusundaki güncel tartışmaları da festival gündemine taşıyor.
Romantik Komedi Kalıpları Yıkılıyor: Anti-Kahraman Stela
Yönetmen Mladenović, filmini "romantik melodramların empatik bir parodisi" olarak tanımlıyor. Başrolde, “Bad Luck Banging or Loony Porn” filmindeki performansıyla tanınan Katia Pascariu, kusurlu, karmaşık ve son derece gerçekçi bir karakter olan Stela'ya hayat veriyor. Yönetmen, Stela gibi karakterler yaratmanın önemini şu sözlerle vurguluyor:
“Stela kesinlikle tipik bir romantik komedi karakteri değil ve bence bu harika. Stela gibi karmaşık, kusurlu ve çok gerçek karakterler yaratmakta hiçbir sorun yok.”
Filmin ilginç bir detayı ise takıntı nesnesi olan pop yıldızı Boban'ı, yönetmenin kendi babası Miodrag Mladenović'in canlandırması. Bu seçim, filme otobiyografik ve ironik bir katman daha ekliyor.
Gerçek Bir Saplantı Hikayesinden Beyaz Perdeye
“Sorella di Clausura”nın çıkış noktası, filmin kendisi kadar ilginç. Hikaye, Timișoara şehrinde yaşayan Liliana Pelici adlı genç bir kadının, ünlü bir pop yıldızına olan takıntısını anlattığı, yayınlatmakta zorlandığı el yazması bir metne dayanıyor. Bu metni yönetmene ulaştıran kişi ise, Mladenović'in “Ivana the Terrible” filminde rol alan ve filmin tamamlanmasına yakın trajik bir kazada hayatını kaybeden şarkıcı Anca Pop. Film, aynı zamanda Anca Pop'a ithaf edilmiş.
Mladenović, el yazmasındaki anlatıcı sesin yoğunluğundan, acımasız özeleştirisinden ve punk mizahından çok etkilendiğini belirtiyor. Bu ham materyal, senaristler Momir Milosević ve Adrian Schiop ile birlikte bugünkü haline dönüştürülmüş.
Filmin Künyesi ve Öne Çıkanlar
- Yönetmen: Ivana Mladenović
- Senaryo: Ivana Mladenović, Momir Milosević, Adrian Schiop
- Başrol: Katia Pascariu, Miodrag Mladenović
- Temalar: Kapitalizm, Seks, Toplumsal Baskı, Balkan Mizahı
- Festivaller: Locarno Film Festivali (Dünya Prömiyeri), Saraybosna Film Festivali (Yarışma)
- Yapım: Romanya (microFILM), Sırbistan (Dunav 84), İtalya (Nightswim), İspanya (Boogaloo Films) ortak yapımı.
Kapitalizm, Seks ve 'Kamyoncu Mizahı': Eleştirel Bir Bakış
Filmin en çarpıcı yönlerinden biri, "seks ve sermaye arasındaki ilişkiyi" sorgulaması. 2008 krizi öncesi Romanya'daki kısa süreli refah dönemini arka planına alan film, Avrupa Birliği'nin çeperinde hayata tutunmaya çalışan bir ülkede, toplumun kıyısında kalmanın ne demek olduğunu keskin bir gözle anlatıyor.
Mladenović, filmdeki mizah anlayışını tanımlarken senarist Adrian Schiop'a atıfta bulunarak, buna "kamyoncu mizahı" (de autobază) adını veriyor. Bu mizah türü, entelektüel seçkinlerin rafine zevklerini kışkırtmayı amaçlayan post-ironik bir kabalıktan ziyade, işçi sınıfının içinde doğan, sıcak, kusurlu ve dayanışma yaratmayı amaçlayan bir şaka anlayışını temsil ediyor.
Peki Sınır Nerede?
Ancak film, bu yaklaşımıyla önemli bir tartışmayı da beraberinde getiriyor: Kaba ve cüretkar şakalar, ne zaman otantik bir sınıf temsili olmaktan çıkıp, basmakalıp stereotiplere hizmet etmeye başlar? Yönetmen de bu ince çizginin farkında. Balkan mizahının sinemada kolayca modası geçmiş veya klişe olarak algılanabileceğini kabul eden Mladenović, "İyi zevk denilen şeye ayak uydurmak çok zor. Nasıl algılandığımızı biliyoruz, bu yüzden bu fikirlerle oynamak, yaklaşımınızda çok ince bir çizgide yürümek anlamına geliyor" diyor. Bu öz farkındalık, filmin sadece kaba bir komedi olmasının önüne geçerek, kendi kültürel kodlarını sorgulayan katmanlı bir yapıya bürünmesini sağlıyor.
Sonuç olarak “Sorella di Clausura”, Balkan sinemasından çıkan, yerel dinamikleri evrensel temalarla birleştiren, cesur ve düşündürücü bir eser olarak öne çıkıyor. Festivallerdeki yolculuğu, filmin uluslararası alanda daha geniş kitlelere ulaşıp ulaşamayacağını gösterecek.
Bu haberin oluşturulmasında Variety'de yayınlanan röportajdan yararlanılmıştır.