77. Primetime Emmys: Nate Bargatze'nin Sunuculuğu ve Tartışmalı Konuşma Limiti Gecenin Önüne Geçti

Haber Merkezi

15 September 2025, 10:19 tarihinde yayınlandı

77. Primetime Emmys: Nate Bargatze'nin Sunuculuğu ve Tartışmalı Konuşma Limiti Gecenin Önüne Geçti

Televizyon dünyasının en prestijli ödüllerinden 77. Primetime Emmys, ödül sezonu öncesinde Variety gibi sektörün önde gelen yayınlarında yer alan isimlerin başarılarıyla da dikkat çekti. Amerikan televizyon sahnesinin çalkantılı bir haftasının ardından beklentilerin ötesinde, hem heyecan verici zaferlere hem de tartışmalı anlara sahne oldu. Bu yılın tartışmasız yıldızı, Seth Rogen ve Evan Goldberg imzalı "The Studio" 13 ödülle geceye damgasını vururken, HBO Max ve Netflix en çok ödül kazanan platformlar olarak dikkat çekti. Gecenin ana gündemi, sürpriz bir tercih olan komedyen Nate Bargatze'nin sunuculuğu ve ödül sahiplerinin konuşma sürelerine getirilen kısıtlama oldu. Bu iki unsur, aslında kutlamalarla dolu olması gereken bir akşamın genel atmosferini derinden etkiledi. Bargatze, ödül töreninde sahneye taşıdığı 'Boys & Girls Club' bağış konseptiyle kazananların kabul konuşmalarına 45 saniye sınırlaması getirmiş, bu uygulama törene getirilen sevimli çocuklarla iyi niyetli bir farkındalık yaratılmak istense de kısa sürede eleştirmenlerden ve izleyicilerden büyük tepki toplamış ve çocuklar sahne aksesuarı gibi algılanmıştı. Bu sansasyonel olayın detayları için Emmy Ödülleri: Nate Bargatze Boys & Girls Club Sansasyona Yol Açtı haberimizi inceleyebilirsiniz.

Her ödül sezonu öncesinde, sektör yayınlarının hangi isimleri öne çıkardığı, kimlere kapaklarında yer verdiği merak konusu olur. Bu durum, sadece bir tanıtım aracı olmanın ötesinde, adayların ve projelerin görünürlüğünü artırarak jüri üyelerinin zihninde yer etmesine yardımcı olabilir. Variety gibi köklü bir yayının, Emmy'lerde ödül kazanan pek çok ismi daha önceden sayfalarına taşıması, derginin sektördeki öngörüsünü ve etkinliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ancak bu durum, bazı çevrelerde, medya görünürlüğünün ödüller üzerindeki potansiyel etkisinin adil rekabeti gölgeleyip gölgeleyemeyeceği konusunda da soru işaretleri yaratmaktadır.

Nate Bargatze'nin Sunuculuğu: Beklentilerin Altında mı Kaldı?

Televizyon Akademisi, bu yılki tören için sahneye Nate Bargatze'yi çıkararak sürpriz bir karar almıştı. Ancak Bargatze, açılış monologundan itibaren geceye kayıtsız, hatta apolitik bir tonla başladı. Üç saatlik bir ödül programını yönetecek coşku ve dinamizmden yoksun görünmesi, kimi zaman sahnedeyken şaşkınlığını gizleyememesi dikkatlerden kaçmadı. Komedyenin esprileri, Sydney Sweeney'nin tartışmalı kot pantolon reklamına bir gönderme olabilecek "Kanada smokini" gibi giyim tercihleri bile hedefi tam olarak bulamadı.

Bargatze'nin tören boyunca "sürekli bir salon görevlisi" gibi davranması, birçok izleyici için ödül törenini izleme nedenlerini sorgulattı; zira insanlar ödül törenlerini, kazananların sahnedeki anlık tepkilerini, sevinçlerini ve söylemek istediklerini dinlemek için izlerler. Bu yaklaşım, törene olan ilgiyi azaltarak, salonda boş koltukların oluşmasına bile neden oldu. Daha önceki yıllarda Conan O'Brien gibi sunucular, süre yönetimini çok daha zarif ve mizahi bir dille ele almıştı; Bargatze'nin ise bu konuda daha kısıtlı bir hayal gücüne sahip olduğu görüldü.

Bargatze'nin CBS'e yönelik "Kafkas Yayın Sistemi" şeklindeki eleştirisi, kanalın prime time kuşaklarındaki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekse de, genel sunum tarzı ve zayıf esprileri, gecenin enerjisini yukarı çekmekte yetersiz kaldı. Uzun soluklu bir ödül töreninin gerektirdiği akıcılığı ve bağ kurma becerisini sergileyememesi, birçok izleyici ve eleştirmen tarafından eleştirildi.

45 Saniyelik Konuşma Limiti Tartışması: İyi Niyetli Bir Hata mı?

Gecenin belki de en çok konuşulan anlarından biri, Bargatze'nin kazananlara yönelik "konuşma süresi" meydan okumasıydı. Sunucu, Amerika Erkek ve Kız Çocuk Kulüpleri'ne 100.000 dolarlık bir bağış yapacağını duyurdu. Ancak bu bağış, kazananların konuşma sürelerine bağlıydı: 45 saniyeyi aşan her konuşma, bağış miktarından düşülecek; bu sürenin altında kalan her konuşma ise ek fon sağlayacaktı. İlk başta, Emmy gibi uzun süren törenler için yaratıcı bir çözüm gibi görünen bu fikir, hızla tepki topladı.

Törenin başında sahneye getirilen sevimli çocuklarla iyi niyetli bir farkındalık yaratılmak istense de, kaynaklara göre bu uygulama kısa sürede hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden büyük tepki topladı ve çocuklar sahne aksesuarı gibi algılandı. Bu konsept, törenin süresini kontrol altında tutmak ve önemli bir hayır kurumuna dikkat çekmek amacıyla iyi niyetle yola çıkmış olsa da, uygulama aşamasında büyük bir hayal kırıklığına dönüştü. Ödül törenlerinde kazananların içten konuşmaları, izleyicilerle kurulan bağın en güçlü anlarından biridir ve bu anları kısıtlamak, sadece konuşmacıyı değil, törenin duygusal derinliğini de olumsuz etkiledi.

Catherine LaNasa ("The Pitt") ve Trammell Tillman ("Severance") gibi ilk kazananlar, ödül kabul konuşmalarını aceleyle bitirmek zorunda kalınca, bu 'meydan okumanın' Jesse Collins Entertainment yapımcıları ve Bargatze tarafından düşünülmeden tasarlanmış bir taktik olduğu ortaya çıktı. Kazananların, hayatlarının en büyük anlarından birini hızlıca geçiştirmesi yerine, emeklerinin karşılığını doyasıya kutlayamaması izleyicilerde büyük hayal kırıklığı yarattı. Üstelik, sunucuların aynı kısıtlamaya tabi olmaması ve uzun uzun konuşmalar yapmaları, bu durumu daha da ironik hale getirdi.

Bu uygulamanın en çarpıcı örneklerinden biri, 'Hacks' dizisindeki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Emmy'sini kazanan Hannah Einbinder'ın konuşması sırasında yaşandı. Yıllarca süren çabanın ardından gelen bu önemli zafer, Einbinder için duygusal anlarla doluydu. Ancak 45 saniyelik sürenin dolmasıyla birlikte, ekranda beliren geri sayım ve azalan bağış miktarı, onun içten teşekkürlerini ve duygularını ifade etmesini neredeyse imkansız hale getirdi. Einbinder'ın konuşmasını “Farkı ben öderim, özür dilerim” diyerek bitirmek zorunda kalması, törenin en acı verici anlarından biri olarak kayıtlara geçti. Bu durum, özellikle 'Hacks' dizisinin toplamda üç ödül kazanmış olmasına rağmen, dizinin yıldızının bu önemli anı tam anlamıyla yaşayamaması nedeniyle daha da ironik bir hale geldi. İzleyicilerin ve eleştirmenlerin en çok tepki gösterdiği noktalardan biri, törendeki çifte standart uygulamasıydı. Kazananların spontane ve duygusal konuşmaları saniye saniye kısıtlanırken, Reba McEntire gibi sunucuların dakikalarca süren, önceden yazılmış diyaloglarına veya 'In Memoriam' gibi diğer segmentlere sınırsız zaman tanınması dikkat çekti. Bu durum, "Gerçek duygulara neden bir zaman sınırı konulurken, rutin prosedürlere sınırsız izin veriliyor?" sorusunu akıllara getirdi. Hatta 15 yaşındaki 'Adolescence' oyuncusu Owen Cooper'ın samimi konuşması bile Bargatze tarafından süre aşıldığı gerekçesiyle not düşüldü.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, bu 45 saniyelik kural giderek görmezden gelinmeye başlandı. Sonunda, Bargatze bu durumun bir "şaka" olduğunu ve CBS ile birlikte Kulüpler için 350.000 dolar bağışlayacaklarını açıkladı. Ancak bu açıklama bile, yaşanan karmaşanın ve kazananlar üzerindeki baskının yarattığı olumsuz atmosferi tamamen ortadan kaldırmaya yetmedi. Brad Garrett ve Ray Romano gibi sunucuların, Bargatze'nin yarattığı boş zamanı doldurmaya çalışırken yaşadığı zorluklar, bu 'zaman sınırlaması' bit'inin ne kadar gereksiz olduğunu bir kez daha gösterdi. Ödül törenlerinin özünde, kazananların hikayelerini ve duygularını paylaşmaları yatar ve bu tür müdahaleler, törenin ruhunu zedeler ve izleyici deneyimini olumsuz etkiler.

Gecenin Yıldızları ve Şaşırtan Anlar

Sunuculuğa ve tartışmalı konuşma limitine rağmen, 77. Primetime Emmys, televizyon dünyasının en iyilerini onurlandıran heyecan verici anlara da sahne oldu. Beklenmedik zaferler, törene ayrı bir dinamizm kattı. Bu yılın en çok konuşulan yapımı hiç şüphesiz Seth Rogen ve Evan Goldberg imzalı, toplam 13 Emmy ödülüyle geceye damgasını vuran "The Studio" oldu. En İyi Komedi Dizisi, Seth Rogen'a verilen En İyi Komedi Dizisi Erkek Oyuncu ödülünü kazanırken, daha önce Variety'nin "Actors on Actors" serisi kapsamında Jason Segel ile 27 yıllık dostluklarını, "The Matrix" öncesi sigara içme maceralarını ve Scorsese ile Harrison Ford'un yanında yaşadıkları ilginç anları paylaşmıştı. Dizi, ayrıca En İyi Komedi Dizisi Yönetmenliği ve En İyi Komedi Dizisi Senaryosu gibi kilit kategorilerde zafere ulaşarak yaratıcı ve teknik dallarda da üstünlüğünü kanıtladı. "The Studio" ayrıca, Bryan Cranston'ın En İyi Konuk Erkek Komedi Oyuncusu ödülüyle de öne çıktı.

"The Studio"nun ardından, dokuz ödülle "The Penguin" gecenin en çok ödül kazanan yapımlarından biri olurken, başrol oyuncusu Cristin Milioti de Sınırlı Dizi veya Antoloji Dizisinde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Milioti, Variety kapak hikayesinde "The Sopranos"tan "Black Mirror"a ve "The Penguin"e kadar uzanan kariyerine geri dönmüştü. "Adolescence" (8 ödül) de gecenin öne çıkan diğer dizileri arasında yer alırken, Stephen Graham Sınırlı Dizi veya Antoloji Dizisinde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kucakladı. Graham, Variety'ye verdiği demeçte dizinin başarısından ve Eddie'nin finaldeki çöküşünü tetikleyen kişisel dokunuşlardan bahsetmişti. "Severance" (8 ödül) ve "SNL50: The Anniversary Special" (8 ödül) de başarılı yapımlar arasındaydı. Özellikle "Adolescence"ın, ana ödülünün yanı sıra "Adolescence: The Making Of Adolescence" ile kısa formatlı belgesel kategorisinde ek bir ödül kazanması, projenin kapsamlı başarısını gözler önüne serdi. Beklenmedik zaferler arasında ise "The Pitt" dizisinden Catherine LaNasa'nın "White Lotus" favorisi Carrie Coon'u geride bırakarak Drama Dalında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazanması öne çıktı. LaNasa ve "The Pitt"in diğer kadın oyuncuları, Variety ile yaptıkları röportajda karmaşık karakterleriyle nasıl bağ kurduklarını tartışmışlardı. "Severance"dan Britt Lower'ın "Matlock"tan Kathy Bates'i geçerek Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanması, gecenin en büyük sürprizleri arasındaydı. Lower, Variety'nin "Awards Circuit Podcast"inde Adam Scott ile "Severance"taki hangi çiftin desteklenmesi gerektiğini tartışmıştı. Ayrıca, "Severance"taki performansıyla Drama Dizisinde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kucaklayan Tramell Tillman da Variety'ye verdiği röportajda duygusal hikayelerinden bahsetmişti. "The Pitt"in HBO Max'e toplam beş ödül kazandırdığını da belirtmek gerekirken, "Severance" da Apple TV+'a önemli katkılar sağladı.

Platformlar arası rekabette ise HBO Max ve Netflix, her biri 23'er ödülle zirvede yer alarak dijital yayıncılığın gücünü bir kez daha gösterdi. Apple TV+ ise "The Studio" ve "Severance" dizileri sayesinde toplam 22 ödülle güçlü bir performans sergiledi. Bu kapsamlı zaferler ve tüm Emmy Ödülleri 2025 sonuçları hakkında daha fazla detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Emmy ödüllerini kazanan ve Variety dergisinin kapaklarında veya podcast'lerinde yer alan isimler hakkında daha detaylı bilgi için 2025 Emmy Ödülleri Variety Kapak Yıldızları ve Kazananlar sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Öne Çıkan Konuşmalar ve Mesajlar

  • Hannah Einbinder ("Hacks"): İlk Emmy'sini kazanan Einbinder, yaşadığı süre kısıtlamasına rağmen cesurca siyasi bir mesaj vermeyi başardı: "Go Birds, fuck ICE and free Palestine." ve fazladan sürenin bedelini kendi cebinden ödeyeceğini belirtti. Bu hareket, sanatçıların platformlarını önemli mesajlar için kullanma isteğini açıkça gösterdi.
  • Jeff Hiller ("Somebody Somewhere"): Dramatik rolüyle dikkat çeken Hiller, "Şefkatin zayıflık olarak görüldüğü bir zamanda böyle bir dizi yazdıkları için" rol arkadaşına ve yapımcılara teşekkür ederek duygusal bir konuşma yaptı.
  • Owen Cooper ("Adolescence"): 15 yaşındaki Cooper, "Adolescence"daki rolüyle Sınırlı Dizi kategorisinde ödül kazanarak Emmys tarihinin en genç kazananı oldu. Ancak bu samimi konuşması bile, Bargatze tarafından süre aşıldığı gerekçesiyle not düşüldü. Netflix yapımı olan "Adolescence", toplamda 8 (ek bir belgesel ödülüyle 9) Emmy kazanarak gecenin başarılı yapımlarından biriydi.
  • Stephen Colbert: "The Late Show"un iptalinden sonra ilk Emmy'sini alan Colbert, ilham verici konuşmasını Amerika'ya olan sevgisiyle bitirdi ve Prince'ten alıntı yaparak "Bir asansör sizi aşağı çekmeye çalışırsa, çıldırın ve daha yüksek bir kata basın!" dedi.
  • Noah Wyle ("The Pitt"): Drama Dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülünü ilk kez kazanan Wyle, ödülünü hastane çalışanlarına adarken, Variety ile yaptığı söyleşide sinir krizine yaklaştığı bir dönemden ve "The Pitt'in kendisine nasıl geldiğinden bahsetmişti. HBO Max yapımı olan "The Pitt", toplamda beş Emmy kazanarak platformunun başarısına katkıda bulundu.
  • Tramell Tillman ("Severance"): "Severance"taki etkileyici performansıyla Drama Dizisinde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kucaklayan Tillman, Variety'ye verdiği röportajda duygusal "coming out" hikayesinden ve "Severance"taki gecikmelerden bahsetmişti.
  • Julianne Nicholson ("Hacks"): Komedi Dizisinde En İyi Konuk Kadın Oyuncu ödülünü alan Nicholson, Variety'nin "Awards Circuit Podcast"inde "Hacks"taki rolünün her şeyi nasıl değiştirdiğini ve "Aslında ben de çok komiğim!" dediği hikayesini paylaşmıştı.

Eleştirel Bir Bakış: Canlı Yayın Zorlukları ve Ödül Gecelerinin Evrimi

77. Primetime Emmys, ödül törenlerinin karmaşık doğasını bir kez daha gözler önüne serdi. Canlı yayınların anlık değişkenliği, sunucunun performansının gecenin genel algısı üzerindeki kritik etkisi ve yapımcıların yaratıcı çözümler arayışının bazen ters tepebileceği gerçeği bu törende belirginleşti. Konuşma limitinin, kazananların anlarını yaşamalarına engel olması eleştirilse de, törenlerin uzama sorununa bir çözüm arayışının da bir göstergesiydi. Gelecekteki ödül geceleri için bu tür girişimlerin, hem eğlenceyi hem de kazananların hak ettiği saygıyı dengeleyebilecek daha incelikli yaklaşımlara evrilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Genel olarak, 77. Primetime Emmys, hem şaşırtıcı zaferleri ve içten konuşmalarıyla hem de sunuculuk performansı ve tartışmalı kurallarıyla hafızalarda yer eden bir gece oldu. "The Studio"nun rekor kıran 13 ödülü, HBO Max ve Netflix'in zirvedeki yerleri ile "Adolescence" gibi yapımların haklı galibiyetleri ve PBS ile "Law & Order" mirasına yapılan anlamlı göndermeler gecenin olumlu yönleriydi. Ancak, gecenin en başında yaşanan sunuculuk ve zaman yönetimi sorunları, maalesef bu başarıların önüne geçerek ana gündemi oluşturdu. Umarız ki bu yılki Emmy deneyimi, gelecekteki ödül törenleri için önemli bir ders niteliği taşır, çünkü gerçek değer, kazananların sesinde saklıdır ve bu seslerin kısıtlanması, sadece seyircileri değil, sektördeki emeği de hiçe saymak anlamına gelir.

Bu haberin kaynağı: Variety - 77. Primetime Emmys İncelemesi