Toyota'nın Hibrit Spor Otomobil Vizyonu: Tutkunun Elektrikle Buluşması Zaman mı Alacak?

Haber Merkezi

24 September 2025, 11:57 tarihinde yayınlandı

Toyota'dan Hibrit Spor Otomobillere "Zaman Tanıyın" Mesajı: Gelecek ICE ile Elektriği Nasıl Birleştirecek?

Otomotiv dünyasının devi Toyota, hibrit teknolojilerine olan uzun soluklu bağlılığına rağmen, spor otomobil segmentinde elektrikli güç aktarma organlarına geçişin sürücüler arasında tam kabul görmesi için zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Marka, bir yandan içten yanmalı motorların (ICE) sunduğu saf sürüş keyfinin vazgeçilmezliğine vurgu yaparken, diğer yandan sıkılaşan emisyon düzenlemeleri ve teknolojik ilerlemelerle hibrit performans araçlarının kaçınılmaz geleceğine işaret ediyor. Bu durum, markaların tamamen elektrikli geleceğe geçişinde pazar dinamiklerinin ne kadar belirleyici olduğunu gösteriyor; Porsche'nin ikonik 911 serisinde manuel vites seçeneğini koruma konusundaki kararlılığı da bu duruma paralel bir örnek teşkil ediyor. Bu geleneğin nasıl sürdürüldüğüne dair detaylara Porsche 911 Manuel Vites Geleneği Özel Serilerle Devam Edecek mi? haberimizden ulaşabilirsiniz. Öyle ki, başlangıçta 2026 yılına kadar tamamen elektrikli olacağı duyurulan Porsche 718 Boxster ve Cayman modelleri için marka, yakın zamanda benzinli motorlu versiyonları da ürün gamında tutma kararı aldı. Benzer bir yaklaşımla, otomotiv dünyasının bir diğer ikonik temsilcisi Ford da efsanevi Mustang modelinin hibrit bir versiyonu üzerinde aktif olarak çalıştığına dair güçlü işaretlerle gündemde. Mevcut S650 jenerasyon Mustang'in hibrit bir versiyonu, şirket içinde "S650E" kod adıyla anılıyor ve bu durum, markanın performans mirasını korurken modern dünyanın çevresel ve teknolojik gereksinimlerine uyum sağlama çabasının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Ford Mustang'in potansiyel hibrit S650E versiyonu hakkındaki tüm detaylara Ford Mustang Hibrit S650E Geliyor mu? haberimizden ulaşabilirsiniz. Bu stratejik değişim, otomotiv sektöründeki genel bir eğilimi yansıtarak, gelecekteki spor otomobil pazarının hem elektrikli hem de içten yanmalı motorlara yer açabileceğine işaret ediyor. Porsche'nin bu kararına dair daha fazla bilgiyi Porsche 718 Boxster ve Cayman Benzinli Motor Geri Dönüş Stratejisi haberimizde bulabilirsiniz. Bu bağlamda, otomotiv dünyasının ikonik markalarından Ferrari de elektrikli araç dönüşümüne hızla ayak uydurarak ilk tam elektrikli modeline ait casus fotoğraflarıyla gündeme geldi. İtalya'dan gelen bu fotoğraflar, aracın üretim öncesi prototipini alışılmadık ve oldukça yanıltıcı bir kamuflaj altında gözler önüne seriyor. Ferrari'nin bu elektrikli süper otomobili hakkındaki daha fazla detaya Ferrari'nin İlk Elektrikli Süper Otomobili Casus Fotoğraflarıyla Gündemde haberimizden ulaşabilirsiniz.

Geçmişten Günümüze Hibrit Spor Otomobil Arayışları

Toyota'nın hibrit spor otomobil denemeleri aslında yeni değil. On yıldan uzun bir süre önce tanıtılan orta motorlu GRMN Sports Hybrid Concept II, eğlenceli ve elektrikli bir araç yaratma potansiyelini sergilese de ne yazık ki üretime geçemedi. Benzer şekilde, targa tavanlı hibrit bir 86 modeli olan 2017 GR HV Sports da konsept aşamasında kaldı. Bu durum, Toyota'nın yarış koşullarında hibritleri test etmesine rağmen, elektrikli spor otomobil pazarında somut bir adım atmakta ne kadar temkinli davrandığını gösteriyor.

Pazar Algısı ve İçten Yanmalı Motorların Yeri

Toyota Avustralya Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Sean Hanley, Drive dergisine verdiği röportajda, hibrit spor otomobillerin potansiyeline kapıyı kapatmazken, pazarın bu fikre ısınması için zamana ihtiyacı olduğunu vurguluyor. Hanley'ye göre, "Performans heyecan verici ve eğlencelidir, ve şu anda içten yanmalı motorlar bu pazarın ihtiyacını karşılamaya devam ediyor – bu bir gerçek." Bu açıklama, birçok otomobil tutkununun hala geleneksel içten yanmalı motorların sunduğu "patlama, çatlama ve ses" deneyimini aradığını gösteriyor. Hanley, manuel şanzımanlı içten yanmalı motorlu araçların "uzun, çok uzun bir süre daha" bizimle olacağını da ekleyerek markanın bu geleneğe bağlılığını teyit etti.

“Performans heyecan verici ve eğlencelidir, ve şu anda içten yanmalı motorlar bu pazarın ihtiyacını karşılamaya devam ediyor – bu bir gerçek.” - Sean Hanley, Toyota Avustralya Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı

Bu geleneksel sürüş deneyimini yaşatma konusunda Porsche de benzer bir duruş sergiliyor. Porsche 911 model serisi direktörü Michael Rösler, manuel vites tutkunlarına ulaşmak için "tüm olasılıkları düşündüklerini" belirtiyor. Günümüzde ABD pazarında sadece Carrera T ve GT3 gibi modellerde manuel 911 seçenekleri bulunması da bu çabanın bir göstergesi.

"Müşterilerimize manuel vitesli seçenekler sunmak için tüm olasılıkları düşünüyoruz." - Michael Rösler, Porsche 911 Model Serisi Direktörü.

Ancak manuel vitesli spor otomobillerin pazarı, ABD ve İngiltere dışındaki bölgelerde oldukça dar. Avrupa'da manuel Carrera'ların satış oranı %2-3 seviyelerinde kalırken, ABD'deki Carrera GTS müşterilerinin yaklaşık %50'si manuel vitesi tercih ediyordu. Bu durum, markaların belirli pazarlarda bu geleneği sürdürme çabasını zorlaştırıyor.

Geleceğin Zorunluluğu: Emisyon ve Hibritleşme

Ancak otomotiv dünyası, özellikle Avrupa gibi bölgelerde, sıkılaşan emisyon düzenlemeleriyle karşı karşıya. Bu durum, yalnızca içten yanmalı motora sahip araçların geliştirilmesini son derece zorlaştırıyor. Bu nedenle, Toyota'nın GR serisi için gelecekte hibrit modeller sunması kaçınılmaz görünüyor. Ancak bu durum, manuel şanzıman geleneği için yeni zorluklar yaratıyor; zira yeni hibrit güç aktarma sistemlerinin manuel şanzımanla uyumsuzluğu, bu seçeneği gelecekte daha da kısıtlayabilir. Örneğin, Porsche'nin yeni hibrit GTS modelleri manuel vitesle sunulamıyor. Lüks markası Lexus da, Nürburgring Nordschleife'deki zorlu testler sırasında prototiplerinin arka camlarında görülen sarı yüksek voltaj uyarı etiketleriyle hibrit güç ünitesine sahip olduğu kesinleşen Lexus LFR hibrit spor otomobil modeliyle bu yolda öncü adımlar atmaya hazırlanıyor. Çift turbo V8 motoru ve performans odaklı bir hibrit sistemle gelmesi beklenen LFR, markanın bugüne kadar verimliliğe odaklanan hibrit stratejisinden, AMG, BMW M ve Porsche gibi rakiplerinin sunduğu safkan performans hibrit çözümlerine benzer bir yaklaşıma yöneldiğini gösteriyor. Bu, hibrit performansın sadece bir olasılık değil, aynı zamanda stratejik bir zorunluluk haline geldiğini gösteriyor. **Ayrıca, Avrupa Birliği'ndeki toplam araç satışlarının yalnızca %15.6'sını bataryalı elektrikli araçların oluşturması, Birleşik Krallık ve EFTA ülkeleri dahil edildiğinde ise bu oranın %17.4'e yükselmesi de bu geçiş sürecindeki zorlukları destekliyor. Nitekim yılın ilk sekiz ayında Volvo, içten yanmalı motoru olmayan sadece 90.326 adet araç satışı gerçekleştirirken, bu rakam geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24'lük devasa bir düşüşe işaret ediyor. AB'nin 2035'ten itibaren yeni içten yanmalı motorlu araç satışlarını yasaklama niyeti ise yıl sonuna kadar gözden geçirilecek ve bu durum, en azından plug-in hibritlerin mevcut son tarihten sonra da yasal kalabileceği yönünde bir umut ışığı sunuyor.**

Öne Çıkanlar: Toyota'nın İkileminde Anahtar Noktalar

  • Toyota, hibrit spor otomobillerin pazar tarafından benimsenmesi için zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
  • İçten yanmalı motorlar, Sean Hanley'ye göre hala saf performans deneyimini sunmaya devam ediyor.
  • Sıkılaşan emisyon düzenlemeleri, GR serisi de dahil olmak üzere hibritleşmeyi zorunlu kılıyor.
  • Yeni turboşarjlı 2.0 litrelik G20E motor, gelecekteki performans modelleri için bir temel oluşturabilir.
  • CEO Koji Sato, her Toyota aracının "eğlenceli bir unsura" sahip olması gerektiğini vurguluyor.

Yeni Motorlar ve Efsane Geri Dönüşler

Toyota'nın gelecek planları sadece hibritleşmeyle sınırlı değil. Şirket, hem enine hem de boyuna uygulamalar için yeni bir turboşarjlı 2.0 litrelik dört silindirli motor üzerinde çalışıyor. "G20E" kod adlı bu motor, bir GR Yaris prototipinin koltuklarının arkasına zaten yerleştirildi. Bu, gelecekteki modeller için orta motorlu bir düzenin ipuçlarını veriyor. Söylentiler, MR-2 ve Celica gibi efsanevi modellerin geri dönebileceğine işaret ediyor. Eğer bu araçlar, sıkı emisyon düzenlemelerinin olduğu bölgelerde satılacaksa, bu motorun hibrit bir versiyonu son derece mantıklı bir varsayım olacaktır.

Sato'nun Vizyonu: Her Araçta Eğlence

Toyota CEO'su Koji Sato'nun kısa süre önce yaptığı açıklama, markanın genel felsefesini özetliyor: "Bir araba eğlenceli değilse, araba değildir." Sato, araçların sadece birer meta haline gelmesine asla izin vermeyeceklerini, GR rozeti taşısın ya da taşımasın, her araçta bir "eğlence unsuru" olması gerektiğini belirtti. Bu, Toyota'nın hibritleşme yolunda ilerlerken bile sürüş dinamiklerinden ve karakterinden ödün vermemeyi hedeflediğini gösteriyor.

Bu bağlamda, otomobil üreticileri, elektrik motorlarının sunduğu doğal sessizliği ve tek vitesli aktarımın getirdiği 'geribildirim' eksikliğini gidermek için sanal vites geçişleri ve yapay motor sesleri gibi yenilikçi teknolojiler geliştirmeye çalışıyor. Lexus'un LFR gibi hibrit spor otomobillerinde de benzer yaklaşımların beklendiği, sürüş deneyimini zenginleştirerek geleneksel spor otomobil hissini modern araçlara taşımayı amaçladığı belirtiliyor. Bu yaklaşıma paralel olarak, Porsche de elektrikli 718 modelleri için sanal vites değişimleri ve yapay motor sesleri eklemeyi ciddi şekilde değerlendiriyor; zira Audi CEO'su Gernot Döllner'in de belirttiği gibi bu tür sanal deneyimler elektrikli sürüşe "gerçekten bir şeyler katabiliyor" ve hatta yarış pistinde daha hızlı olmayı sağlayabiliyor. Jaguar'ın elektrikli modellerinde gizemli V8 motor sesi çıkarırken, Hyundai Ioniq 5 N, Dodge'un yeni Charger Daytona EV'si, Lexus, Kia EV6 GT, yaklaşan elektrikli M3 ve 2026 Honda Prelude hibrit gibi diğer markalar ve modeller de benzer yapay vites değişimleri ve ses deneyimleri geliştirerek elektrikli otomobillerin sessiz doğasını dengelemeye çalışıyor. Nitekim Porsche 718 ve 911 serilerinin Başkan Yardımcısı Frank Moser, elektrikli 718 modellerinin "gerçekten, gerçekten parlak olacağını; çünkü hafif, güçlü ve iki kapılı bir spor otomobil için harika bir kombinasyon" sunacağını belirtiyor. Audi, Jaguar, Hyundai Ioniq 5 N ve hatta Ferrari gibi diğer markalar da benzer yapay vites değişimleri geliştirerek elektrikli otomobillerin sessiz doğasını dengelemeye çalışıyor. Nitekim Ferrari CEO'su Benedetto Vigna'nın da belirttiği gibi, markanın ilk tam elektrikli modelinde içten yanmalı motor benzeri "ses imzaları" simüle edilerek geleneksel sürüş deneyiminden tamamen kopulmaması hedefleniyor.

Tamamen elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyeti, şarj altyapısı endişeleri ve özellikle kamyonet gibi ticari araç segmentlerindeki yavaşlayan talep gibi faktörler, hibrit ve menzili artırılmış elektrikli araçları (REEV) daha cazip hale getiriyor. Güç aktarım sistemleri devi Horse Powertrain, IAA Mobility Fuarı'nda tanıttığı yeniliklerle sektörün geleceğine dair tek bir yola odaklanmak yerine, çok yönlü ve pragmatik bir yaklaşımın önemini vurgulayarak bu alandaki çözümlerini ortaya koyuyor. **Bu pragmatik yaklaşımın bir başka önemli örneği de lüks SUV segmentinin öncülerinden BMW'nin yeni nesil X5 (kod adı G65) modelinde benimsediği stratejidir. Geleneksel benzinli ve dizel motorlara ek olarak plug-in hibrit (PHEV) ve tamamen elektrikli (BEV) seçeneklerinin yanı sıra, BMW, Toyota ile ortak geliştirilen hidrojen yakıt hücreli bir türevi ve hatta menzil artırıcı özelliğe sahip elektrikli bir X5'i de ürün gamına dahil etmeye hazırlanıyor. Marka, ilk hidrojen modeli olan iX5 Hydrogen'ın 2028'de üretime gireceğini doğrulamış ve bu çok yönlü güç aktarma organları stratejisiyle geleceğin mobilite çözümlerine kucak açtığını göstermiştir. Yeni X5 G65'in çok yönlü güç aktarma organları stratejisi ve gelecek nesil detayları hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.** Horse Powertrain CEO'su Matias Giannini'nin de belirttiği gibi, "Menzil artırıcı EV’ler birçok küresel pazarda en hızlı büyüyen güç aktarım kategorisidir." Bu küresel trende Scout'ın 2027'de piyasaya süreceği 'Harvester' menzil artırıcı seçeneği, Ram'in gecikmiş Ramcharger modeli ve Hyundai'nin 2026 için planladığı menzil artırıcı elektrikli araçlar gibi örneklere ek olarak, Horse Powertrain'in kompakt menzil uzatıcı sistemlerinin yeni ailesi olan **Horse C15** de dikkat çekiyor. Motor, jeneratör ve soğutma sistemini sadece 48 x 49 x 25 cm (18.9 x 19.3 x 9.8 inç) ölçülerinde, valiz benzeri bir muhafazada birleştiren bu ünite, hem yatay hem de dikey olarak esnek kurulum imkanı sunuyor. 1.5 litrelik dört silindirli bir motora dayanan C15, atmosferik versiyonda yaklaşık 94 beygir güç sunarken, turboşarjlı versiyonlarda 161 beygire kadar çıkabiliyor. En önemlisi, benzin, etanol, metanol ve sentetik yakıtlar dahil geniş bir yakıt yelpazesiyle uyumlu olması, özellikle şarj altyapısının henüz gelişmediği bölgeler için elektrikli araçlara pratik bir alternatif sunuyor. Ayrıca, Horse Powertrain'in dizel platformu üzerine inşa edilmiş 2.0 litrelik dört silindirli yeni hidrojen içten yanmalı motoru **M20 Hydrogen** de 121 hp güç ve 300 Nm (221 lb-ft) tork üretiyor, Euro 7 emisyon standartlarını karşılarken kilometre başına bir gramın altında CO2 emisyonu sağlıyor ve yüzde 94.3'lük hidrojen kullanım oranıyla yakıt hücreli sistemlerle eşdeğer verimlilik sunuyor. Bu bağlamda, **Toyota Avustralya Satış, Pazarlama ve Franchise Operasyonları Başkan Yardımcısı Sean Hanley**, önümüzdeki birkaç on yıl içinde hidrojen tahrikli motorların dizel motorların yerini alabileceğini öne sürerek, hidrojenin uzun vadede dizelin boşluğunu dolduracağına inandığını belirtiyor. Ancak yeterli altyapının bulunmamasının hidrojenin yaygınlaşmasının önündeki en ciddi engellerden biri olduğunu da kabul ediyor. Toyota'nın hidrojen motorlarına olan inancı ve dizel motorların geleceği konusundaki iddiaları hakkında daha fazla bilgiyi Nexus Haber'de bulabilirsiniz. Horse Powertrain'in hibrit ve hidrojen motor yaklaşımlarıyla ilgili detaylı bilgiye Horse Powertrain Hibrit Hidrojen Motor: Gelecek Yaklaşım haberimizden ulaşabilirsiniz. Nissan'ın yenilikçi ZR15DDTe motorunun da Kuzey Amerika'daki ilk çıkışını 2027'de dördüncü nesil Rogue modelinde yapması bekleniyor. Bu tür motorlar, bataryayı şarjlı tutmak için büyük veya çok güçlü olmak zorunda kalmadan, yakıtı verimli bir devirde çalıştırarak hem yakıt tüketimini minimumda tutabiliyor hem de 'menzil endişesi' adı verilen yaygın korkuyu ortadan kaldırabiliyorlar. Bu gelişmeler, menzil artırıcı EV'leri, otomobil üreticilerinin tamamen bataryalı elektrikli araçlara geçişte ihtiyaç duyduğu kritik bir köprü teknolojisi haline getiriyor. Nitekim Volkswagen'in yeni nesil elektrikli Golf modelinde kullanmayı planladığı ve öncelikli olarak elektrikli otomobiller için tasarlanmış Ölçeklenebilir Sistemler Platformu (SSP) bile, menzil artırıcı jeneratörler olarak içten yanmalı motorları da barındırabilecek şekilde esnek bir yapıya sahip. **Horse Powertrain CEO'su Matias Giannini de bu görüşü destekleyerek, politikacıların teknolojiye daha açık olmasını umduğunu ve hatanın sadece hedefler belirlemekle kalmayıp, aynı zamanda belirli teknolojileri de belirtmesi olduğunu ifade ediyor.**

Sonuç olarak, Toyota, geleneksel spor otomobil tutkusunu modern çağın gereksinimleriyle harmanlamaya çalışıyor. İçten yanmalı motorların mirasını korurken, hibrit teknolojileriyle geleceğe adım atma konusunda temkinli ama kararlı bir yol izliyor. Otomobil tutkunlarının bu geçişi nasıl kucaklayacağı ise zamanla netleşecek gibi görünüyor. Bu bağlamda, Bentley gibi lüks markaların başlangıçta 2030'a kadar tamamen elektrikli olma hedefini lüks elektrikli araçlara olan talebin beklenen seviyelere ulaşmaması nedeniyle önce 2033'e, ardından yeni CEO Frank-Steffen Walliser'ın "Lüks elektrikli araçlara olan talepte bir düşüş var ve müşteri talebi henüz tamamen elektrikli bir stratejiyi destekleyecek kadar güçlü değil" açıklamasıyla 2035'e ertelediği, hatta bu tarihin bile belirsizliğini koruduğu gözlemleniyor. Markanın ilk tamamen elektrikli modelinin piyasaya sürülme tarihi de 2025'ten 2026'ya kaydırıldı. Bu stratejik değişime ve daha fazla detaya Bentley Elektrikli Araç Hedeflerini Erteledi: Lüks EV Talebi haberimizden ulaşabilirsiniz. Hatta Ferrari'nin ikinci bir elektrikli modelin ertelendiği yönündeki söylentileri yalanlamasına rağmen, genel olarak birçok lüks ve hacimli üreticinin elektrikli araç projelerini yeniden değerlendirdiği veya ertelediği gözlemleniyor. Örneğin, Porsche'nin Cayenne modelinin yeni neslinde tam elektrikli versiyonu erteleyerek benzinli ve plug-in hibrit seçenekleri sunması, Audi'nin küresel tamamen elektrikli araç hedeflerinden vazgeçtiğini açıklaması ve Mercedes-Benz'in içten yanmalı motorlu araç satış sürelerini uzatma kararı, otomotiv endüstrisindeki bu büyük dönüşümün ve pazar dinamiklerinin ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor. Bu stratejik duruşa Ford da katılıyor; zira efsanevi Mustang modelinin tamamen elektrikli bir versiyonunu yakın zamanda üretmeme ve benzinli Mustang üretimini 2030'lu yıllara kadar sürdürme kararı, geleneksel performans araçlarına olan talebin devam ettiğini gösteren önemli bir örnek teşkil ediyor. **Benzer şekilde, Ford'un Almanya'daki Köln fabrikasında elektrikli araç satışlarındaki yavaşlama nedeniyle 1.000 kadar çalışanı işten çıkarma ve 2026'dan itibaren üretimi iki vardiyadan tek vardiyaya düşürme kararı aldığı, Lincoln'ın 2027 için planlanan tamamen elektrikli üç sıralı crossover projesini iptal ederek hibritlere yöneldiği, Japon devi Nissan'ın popüler elektrikli SUV modeli Ariya'nın 2026 model yılından itibaren ABD pazarı için üretimini durdurma kararı aldığı, Lamborghini'nin ilk elektrikli modeli Lanzador'un çıkışını 2028'den 2029'a ertelediği, Ram'in tam elektrikli 1500 REV kamyonet projesini iptal ederek menzil artırılmış elektrikli (REEV) Ramcharger modeline yöneldiği ve Ram CEO'sunun V8 motorunu seriden çıkarmanın bir hata olduğunu itiraf ederek Hemi V8'i geri getirdiği, Honda'nın büyük elektrikli SUV projesini rafa kaldırdığı, Volkswagen'in ikonik Golf modelinin tamamen elektrikli versiyonunun yüksek üretim maliyetleri nedeniyle dokuz ay kadar gecikeceğini duyurduğu, Cupra'nın Kuzey Amerika'daki çıkışını 2030 sonrasına ertelediği, Volvo ve Mercedes-Benz gibi diğer büyük üreticilerin de başlangıçtaki iddialı tamamen elektrikli hedeflerini gözden geçirerek içten yanmalı motorların üretimini daha uzun süre sürdüreceklerini açıkladıkları, hatta Pagani, Koenigsegg, Ferrari ve McLaren gibi ultra lüks markaların bile elektrikli süper otomobillere "sıfır talep" nedeniyle bazı EV projelerini ertelediği ve McLaren'ın yeni CEO'su Nick Collins'in içten yanmalı motorların "bu markanın büyük rolünü gerçekten uzun bir süre oynamaya devam edeceğini" vurguladığı görülüyor. Ayrıca Mercedes-AMG C63 modelinin geleneksel V8 motorundan dört silindirli, elektrik destekli bir üniteye geçişinin yol açtığı müşteri memnuniyetsizliği ve markanın daha büyük, sıralı altı silindirli bir motor seçeneğine geri dönme sinyalleri vermesi, performans odaklı hibrit çözümlerin benimsenmesinde ve pazarın beklentilerinin karşılanmasında karşılaşılan zorlukları net bir şekilde ortaya koyuyor. Hatta otomobil dünyasında efsanevi bir yere sahip olan Toyota’nın 4A-GE kodlu dört silindirli motorunu yıllar sonra modern üretim teknikleriyle yeniden üretme kararı alması, içten yanmalı motorlara olan bağlılığın elektrifikasyon çağında bile devam ettiğini gösteriyor.** Toyota'nın bu stratejisi, otomotiv endüstrisindeki büyük dönüşümün bir mikrokozmosunu temsil ediyor.

Kaynak: Motor1.com